Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüzde insanların, şehirlerde yüksek kiralar yüzünden sıkışık muhitlerde yaşadıkları evler, çoğunlukla çocuklar için fiziki açıdan yanlış ortamlardır. Fidanlıkta fidan yetiştiren biri onlara doğru toprağı, doğru ışığı ve havayı, doğru komşuları sağlar. Ağaçları ayrı hücrelere birer birer dikmeye kalkışmaz. Bu modern şehir evlerinde kaldıkları sürece çocukların da böyle yetiştirilmesi gerekir. Çocuklara da fidanlar gibi, toprak, hava, ışık ve kendi tiplerinde komşular lazım. Çocuklar, telaşsız bir şekilde özgür olabilecekleri kırlarda olmalılar. Küçük bir şehir apartmanının psikolojik atmosferi, fiziki ortamı kadar kötüdür. Gürültü sorununu bir düşünün. Meşgul yetişkinler etraflarında sürekli bir şamataya katlanamazlar ama çocuğa gürültü yapmamasını söylemek, onlarda ciddi ahlaki kusurlara yol açan bir öfke yaratır. Aynı şey, eşyaların kırılmaması konusunda da geçerlidir. Çocuğun mutfak rafına tırmanıp bütün porselenleri kırması anne babasının pek hoşuna gitmez. Oysa onun bu hareketi, fiziksel gelişimi için elzemdir. Çocuklar için ayarlanmış bir ortamda bu tür doğal ve sağlıklı dürtülerin kontrol edilmesi gerekmez.
Sayfa 129 - Say YayınlarıKitabı okudu
Nasıl ki çağdaş yoğun üretimde malların standartlaştırılması bir gereklilikse, sosyal süreçte de insanların standartlaştırılması öyle bir gerekliliktir. Ve bu işe "eşitlik" denmektedir
Reklam
İKİMİZ DE öykü-anlatıcısıyız. Sırtüstü uzanmış gece göğüne bakıyoruz. Öykülerin başladığı yerdir burası: Geceleyin dogmaları aşırıp bazen inanç olarak geri veren bu yıldız bolluğunun desteğiyle başlar öyküler. Yıldız kümelerini ilk keşfedip onlara ad verenler öykücülerdi. Bir avuç yıldız arasına düşsel bir çizgi çekince, kimlik ve birer imge kazanıyordu yıldızlar. Çizgiye işlenmiş yıldızlar bir anlatıya işlenmiş olaylar gibiydi. Yıldızların küme oluşturduğunu düşlemek kuşkusuz ne yıldızları ne de onları çeviren kara boşluğu değiştirdi. Değiştirdiği şey insanların geceleyin göğü okuma biçimiydi
don'tt
"Çevremizdeki insanların ya da ait olduğumuzu hissettiğimiz bir grubun takdirine o kadar güçlü ihtiyaç duyuyoruz ki bu insanların, ya da genel toplumsal kuralların beklentilerine karşılık vermek için yaşamımızı değiştirebiliyoruz. İçten gelen duygularımızı da toplumsal adetlerin çerçevesine uymadıkları zaman bastırıyoruz."
Nedense, hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz.
Sayfa 12 - Final Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Siz Kalbi olan insanların size rehberlik edecek ve böylece yanlış yapmanızı engelleyebilecek bir şeyiniz var. Oysa benim kalbim yok. Ve bu yüzden çok dikkatli olmalıyım. Oz bana bir kalp verdiğinde bu kadar dikkat etmeme de gerek kalmayacak.
Reklam
Aslında ilk endişe tohumları Kai'nin geç konuşmasıyla atılacaktı. Rehovot'ta yaşıyorlardı, o zaman Kai üç yaşında olmasına rağmen, hâlâ doğru düzgün konuşabildiği söylenemezdi. Küçük çocuk evdeki herkesten daha çok dışarıyla etkileşim halinde olduğundan, bu durum kendi içinde bir tezat oluşturuyordu. İletişim kurmak için hâlâ neredeyse sadece ellerini kullanıyordu, insanların onun ne anlattığını anlaması pek mümkün değildi ve Kai'nin kendini ifade etme girişimleri giderek sinir bozucu bir hale evrilmeye başlamıştı. Ne kadar çabalarsa çabalasın, karşı taraftan yanıt alamıyordu.
Sayfa 42
"Kim bilir (emin olamayız tabii) belki de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle hayatın ta kendisidir"
La ilahe il Allah,Muhammed ü resul Allah.Allah'tan başka Tanrı yoktur,Muhammet de onun elçisidir.Artık Baba'nın yanıldığını görebiliyorum;bir Allah var,her zaman da vardı.O'nu burada,bu umutsuz,yılgın koridordaki insanların gözlerinde görebiliyorum.Burası Allah'ın gerçek evi;O'nu kaybedenler O'nu yine burada bulabilir-göz kamaştırıcı ışıkları,göğe yükselen minareleriyle o beyaz camide değil.Allah var,olmalı.
Sayfa 307Kitabı okudu
İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.