Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
736 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Deliler ve Cellatlar
Kitap muazzamdı. İlk defa Nova’yı bu kadar net gördük, ilk defa kararlarına bu kadar içten şahit olduk. Bu Nova’ya bayıldım. Ayrıca hiç beklemediğimiz yerlerden gelen darbeler inanın soluk soluğa okumaya itiyor insanı. Nagihan’dan okuduğum ilk seri ve 4. kitabı inanılmaz heyecanlı bir şekilde bekliyorum. Okumanızı öneririm seriyi ve kurguyu çok çok başarılı buluyordum zaten, bu kitapla daha da bağlandım bu seriye diyebilirim.
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve Cellatlar
N. G. Kabal
N. G. Kabal
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024162 okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Attilâ İlhan’ın kaleminden çıkıp bugünlere kadar gelmiş en eski ve en popüler şiir kitaplarından biridir Sisler Bulvarı. İçindeki şiirlerin yer yer radyo ve yer yer televizyon programlarında halk ile buluştuğu,okuyucuda derin izler bırakan eser,kıymetli yazarımız Attila İlhan’ın en eski eserlerindendir. Benimde belkide en çok keyif
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,103 okunma
Reklam
220 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yıllar önce Kumların Kadınını okuduktan sonra Kobe Abe'nin Kanguru Defterini alip bir kenara koymuştum en son onu okuduktan sonra Başkasının Yüzü adlı kitabına başladım. Bu adam net rahatsız edici her sülük geçtikçe midem bir hoş oldu. Adamımız labaratuvardaki bir kaza sonucu yüzü mavholmuş (keloid yanıkları dediği için araştırdım ama sülükle bağlantısı yok herhalde sırf rahatsızlığı arttırmak adına kullandı.) İlerledikçe evli ve eşiyle bir uzaklaşma yaşadığını okuyoruz buna çözüm bulabilmek adına pek de başlarda mantığına yatmasa da uğraşlara giriyor. Buraya kadar mottosu yüz ve kişiliğin bağlantılı olmadığı şeklindeydi yani yüzümü kaybetsem de beni ben yapan bu değil mantığındaydı sonrasında bir çözüm ararken karşılaştığı adam yüzünden bir zaman sonra yitip gideceğini düşünüyor burda sağlam bir aslonan fiziksel görünüş mü yoksa kişilik mi eleştirisi vardı. Sonrasında (gene sürreal tarzda) gerçeğe çok benzeyen bir maske yapıyor işte o nokta da asıl içsel yüzü ya da ilkel istekleri maske vasıtasıyla ortaya çıkıyor.(Burada da süperego/id/ego kavgaları vardı) Maskeyi taktıktan sonra o artık bambaşka kişi olduğunu hatta bir nokta da maskeyle karısını ayartmaya çalıştığında karısının kendisini aldattığını düşünecek kadar kişilik bölünmesi yaşamıştı. Bence yazar eğer kimse bizi tanımazken ya da kimse görmezken daha ilkel davranabileceğimizi yani gerçek hani sarıp sarmaladığımız asıl benliğin ortaya çıkacağını iddia ediyor. Katılıyorum Kobo Abe kesinlikle okunmalı. Umarım Kutu Adamı da okurum.
Başkasının Yüzü
Başkasının YüzüKobo Abe · Monokl Yayınevi · 2018323 okunma
Başkalarının hataları bize bu kadar batıyorsa, bu muhtemelen bize kendi hatalarımızı hatırlattıkları içindir. Peygamber Efendimiz (sav), "Mümin müminin aynasıdır," buyurmuştur. Yani, bir müminde iman, muhabbet, fedakârlık, ihlas gibi kendi en iyi vasıflarımızı görebiliriz. Ama aynı zamanda başka insanlarda kendi kabahatlerimizi de görebiliriz; kendimizde net bir şekilde göremediğimiz hataları, bazen başkalarında görmek suretiyle tanır hale gelebiliriz. Aynaya baktığımızda burnumuzun ucunda bir çamur görebiliriz. Bu da hemen gidip çamuru yıkama konusunda bizi motive eder. Ayna olmaksızın çamurun orada olduğunu bilemeyiz. Dolayısıyla ayna, bizim için paha biçilmezdir.
Okuyucum, siz de çocuk oldunuz ve belki de hâlâ çocuk olmanın mutluluğunu yaşıyorsunuz. Muhtemelen (kendi payıma hayatımın en güzel günlerini bu şekilde geçirdim) güneşli bir günde, bir ırmağın kıyısında, çalılıktan çalılığa koşarak, keskin açılar çizen ve karşısına çıkan tüm dalların uçlarını öpen yeşil ya da mavi bir kızböceğinin peşinden koşmuşsunuzdur. Düşüncelerinizin ve bakışlarınızın bu vızıldayan burgaca, hızlı uçuşu nedeniyle şeklini kavramanın mümkün olmadığı gövdesini çevreleyen lal ya da gök mavisi rengindeki kanatlarına nasıl tutkulu bir merakla sabitlendiğini hatırlarsınız. Kanatlarının titreşiminin ortasında belli belirsiz seçilebilen, dokunulması ve net bir şekilde görülebilmesi mümkün olmayan bu havai yaratık size nasıl da büyülü, sihirli görünür! Ama nihayet bir sazın büyülü, sihirli görünür! Ama nihayet bir sazın ucuna konup, tülden uzun kanatlarını, mineden uzun elbisesini, birbirleriyle birleşmiş iki kristal küre gibi görünen gözlerini yakından izlemenize izin verdiğinde, nasıl bir şaşkınlık yaşadığınızı ve onun yeniden gövdesiyle gölgelere, varlığıyla hayallere karıştığını gördüğünüzde nasıl korktuğunuzu hatırlarsınız! İşte bu duyguları anımsamanız, Gringoire'ın şimdiye kadar bir dans, şarkı ve uğultu karmaşasında hayal meyal görebildiği Esmeralda'yı cisimleşmiş, elini uzatsa dokunabileceği bir halde hemen karşısında bulduğunda neler hissettiğini anlayabilmenizi kolaylaştıracak.
115 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Ethem Baran’ın öykülerinin ilk cümleleri oldukça çekici. “Derken bahar geldi.” cümlesi kitabın da açılışında yer alan öykünün ilk cümlesi. Okuyucu ustalıkla ani bir beklentinin içine giriyor, bahar gelince ne olacaktı? Bir başka öyküsü “Seksen altı yaşındaki dedemin askerlik celbi geldi; o günden beri sesi çıkmıyor.” cümlesi ile başlıyor. Çarpıcı ve trajikomik bir açılış. Elbette Dede’ye olanları merak eden okuyucu hızla öykünün içine çekiliyor. Hayata dair kesitlerin sunulduğu öykülerin öncesinin ve sonrasını merak eden okuyucu, kitabı belli bir temponun altına düşmeden bir solukta okuyor. Bozkır ve şehir arasındaki sıkışmışlık duygusu yazarın kendi yaşamından otobiyografik bir özellik midir çok net değil ama yazarın kaleminin yaşamın bu alanına çok da yabancı olmadığını düşündürüyor. “Sonra elleriyle toplayacaktı sıcaklığı, hatta avcunda saklayacaktı ve yolda giderken zaman zaman hohlayarak o sıcaklığın ömrünü uzatacaktı.” cümlesi buna güzel bir örnek. Olağanmış gibi yaşanan sıradışı hayatların izi sürülüyor yazarın öyküleriyle. ‘Alamadım Eyvah’ öyküsündeki gencin hayali ancak eski model, en ucuz arabaya sahip olabilmenin sınırlarında geziniyor. Hayali bile gerçeğin, hayatın acı gerçeklerinin etrafında dolaşacak kadar dar. Gerçek yaşamda da çokça karşılaştığımız bu ve benzeri karakterler kendilerine anlaşılır ve sağlam bir yer buluyor Ethem Baran’ın öykülerinde.
Döngel Dünya
Döngel DünyaEthem Baran · İletişim Yayınları · 2019592 okunma
Reklam
48 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
ÇOK ŞEY YAPMA GÜNÜ ARTIK
Teknoloji bağımlılığının insanları ve özellikle çocukları doğadan yani kendilerinden yabancılaşmasının işlendiği bu eserde, tabletine bağımlı bir çocuğun hayatına tanık olmaktayız. Hayatını tabletinde oyun oynayarak geçiren ve gerçekten de hiçbir şey yapmayan çocuğun, her gün geçirdiği bu verimsiz günler içerisinde ‘bir gün’ diğerleri gibi
Hiçbir Şey Yapmama Günü
Hiçbir Şey Yapmama GünüBeatrice Alemagna · Aylak Kitap · 201890 okunma
·
Puan vermedi
Tezer Özlü ve Yazını Hakkında
Tezer özlü okumak; tıpkı fütursuzca giden bi' örüntü içerisinde, ahenksiz bir bozulmaya sebep olanı fakat yine ahenkle gideni ve bunun asıl sebebini aramaya benzer. Örüntü içeren bir zihinsel ve ruhsal örüntüsüzlük. Çoğu zaman karıncalanıp duran bulanık bir zihinsel görüş... ~ Henüz yazar ile tanışmamış tüm okurlara tavsiyem, ciddi ruhsal ve
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,5bin okunma
536 syf.
·
Puan vermedi
"Ne zaman adam kayırma, rüşvet, yolsuzluk, gelir eşitsizliği alır başını giderse o toplumda huzursuzluk baş gösterir." Herkese merhaba Bugün, oyunculuğuyla tanıdığımız Başak Sayan’ın Nigahdar isimli kitabı ile geldim. Hikaye bin yıl öncesinin Bağdat’ın da başlayıp, günümüz New York ve İstanbul’una uzanıyor. Tasavvuf ilmiyle uğraşan ve sufi dervişi olan Hallac-ı Mansur‘dan yola çıkılarak kurgulanmış, dünyanın sırrına sahip kayıp risalelerin peşinde geçen; din, tarih, kuantum fiziği, polisiye, aşk, macera gibi pek çok konuyla harmanlanmış bir kitap. Açıkçası, yazarın oyuncu olmasından dolayı önyargılarım olduğundan şimdiye kadar kitabını okumayı hep ertelemiştim. Uzun bir çalışma ve araştırma ürünü olduğu aşikar olan bu güzel kitap, önyargım nedeniyle beni utandırdı; Başak Sayan benim gözümde artık yazardır, net!Kitabı çok beğendim. Hallac-ı Mansur ve Tavasin’le ilgili önereceğiniz başka eserler varsa lütfen bilgilendirin. Keyifli okumalar
Nigahdar
NigahdarBaşak Sayan · İnkılap Kitabevi · 20191,314 okunma
.... Narsist Kişilik Bozukluğu Nedir? Narsist kişilik bozukluğu, psikolojik bir durum olup bireyin kendini aşırı derecede önemseme, başkalarını manipüle etme eğilimi ve empati eksikliği gibi belirgin özellikleri içerir. Bu kişilik bozukluğuna sahip bireyler genellikle kendi yeteneklerini ve görünüşlerini abartılı bir şekilde yücelterek,
Reklam
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Yazarla tanışma kitabım...
Şık romanı, yazarla tanışmak için iyi bir kitaptı. Yazarın edebiyat dünyasına attığı ilk adım olan bu romandan yazar şöyle bahsetmektedir: "Şimdiki Hüseyin Rahmi'nin acemi, nahif, cılız fakat ileride bolca meyve vermeye yetenekli bir fidanını göreceklerdir. (...) Okuyunuz efendim, okuyunuz. Gençliğimin ihtiyarlığımdan çok neşeli ve daha
Şık
ŞıkHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,022 okunma
736 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Bir Darencinin yıkımı !SPOİLER VAR!
O kadar karmaşık duygular içerisindeyim ki şuan ne diyeceğimi bile bilmiyorum kitap o kadar çöktürdü beni. Fiyatı çok pahalı bende indirimde buldum yoksa gerçekten almazdım ki indirimli fiyatını bile öderken ellerim titredi hayatımda aldığım en pahalı kitabın bile 2 katı falan bu kadar para vermişiz üst seviye olmalı diye düşündüm. Kitap 500.
Deliler ve Cellatlar
Deliler ve CellatlarN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 2024162 okunma
311 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ters köşe. Kitap fazlasıyla beni şaşırttı ama beni en çok etkileyen kısım yazarımız Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun cesareti oldu.Kolay kolay o dönemlerde yaşayan bir kişi açık ve seçik bir şekilde kültürümüze tamamiyle yabancı olan ilişkiler, hareketler veya davranışları bir kitapta bu kadar net yazabiliceğini düşünmemiştim. Kitabı alırken aklımın ucundan bile geçmemişti. Ama okurken kafama bir tahtayla vuruldu sanki evet artık bu durumun içindeyiz ve bunlar bize normal gösteriliyor. Bizde Sodom ve Gomore'nin içindeyiz. Kitaptaki temel iki karakter Leyla ile Necdet. Ne Leyla olun ne de Necdet. Okurken nefret ettim Leyla'dan. Beynini ve bedenini sadece hırs mevki için yönetebilen bir kişi, hayatına yeniden başlamak istediğinde ise her şey için çok geç. Necdet ise takıntıları ile kitapta yerini bulmuş ama çok geç olasa bile en sonunda doğru olanın ne olduğunun farkına varabilmiş birisi. Kitapta sadece bu iki karakterle sınırlı kalmıyor. Birçok kişi tanıdım bu kitapta onurlu ve onursuz önemli olan buradan bir çıkarım yapabilmek, doğruyu ve yanlışı ayırt edebilmek. Kısacası bazen hayatınızdan birilerini çıkarmak zor olsa bile sizi kötü etkiliyor ise çıkarmalısınız. Yaşamınızı, mutluluğunuzu sömüren bu kişilerden uzaklaşmak gerekli.
Sodom ve Gomore
Sodom ve GomoreYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20154,846 okunma
253 syf.
·
Puan vermedi
Teknik Konularda Şaz Eserlerin Önemine Dair
Torrey, kitabını çok güzel bir zemine oturtmuş açıkçası. Bu zemini de yeniden yaptığı tanımlarla ile çok güzel çevrelemiş ve sınırlandırmıştır. Eğer bu tanımın teklifine ikna olabilirseniz; ilk birkaç on sayfada eser üzerindeki düşünceler bir yerden sonra senkronize olmaya başlıyor yazar ile. Yazar ilk olarak normal ve anormal tanımlarını
Psikiyatrinin Ölümü
Psikiyatrinin ÖlümüEdwin Fuller Torrey · Öteki Yayınları · 199422 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.