Can denizi ortasında
Ne sonlarda ne baştayız.
Fırtına koptu kopacak,
Biz beyhude uğraştayız.
Işıltılı düş alemi,
Aklından etmiş ademi.
Yalpalıyor köhne gemi,
Ne kaygı ne telaştayız.
Yaprak veda etti dala,
Bu sonbahar başa bela;
Ömür geçip gitti hala
Nefsimizle savaştayız.
Günler su gibi çağlamış,
Mevsim yolları bağlamış,
Yıllar oturmuş ağlamış,
Biz oyunda oynaştayız.
Can alıcı seçer bizi,
Ecel kuşu geçer bizi,
Terzi ölçer biçer bizi,
Söyle hangi kumaştayız.
Ey inleyen zavallı; bulmuşsun kırk yaşını
Kazanmak istiyorsan bu hayat savaşını
Yemelisin hakikat denen zehir aşını !
Ne derlerse hu deyip hemen salla başını
Gerdan kır, belini bük, her ay al maaşını
Tatar ağası gibi öyle dolaşma yaya,
El oğluna baksana ne ar kalmış, ne haya !
Sen de bulup bir dayı hemen arkanı daya !
O ne derse hu deyip hemen
Bedia Tuncer 1961-1964-cü illərdə Bakırköy Ruh və Sinir Xəstəlikləri Xəstəxanasında personala savadlılıq təhsili verib. Digər tərəfdən, o, ruhi xəstələrin qayğısına qalaraq, ruhi xəstələrin yazdığı şeirləri tərtib edib, bu şeir kitabının nəşrini təmin edib. Ola bilsin ki, çap olunan ilk və yeganə şeir kitabı olsun, hekayəsi baxımından poeziya
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
SALLA BAŞINI, AL MAAŞINI
Ey Çağlayan, bulmuşsun artık kemal yaşını,
Kazanmak istiyorsan bu hayat savaşını,
Yemelisin, hakikat denen zehir aşını;
Ne derlerse huuuu ... diye salla hemen başını,
Gerdan kır, kır, belini bük, al gitsin maaşını!.
Tatar ağası gibi dolaşma böyle yaya.
El oğluna baksana ne ar kalmış, ne haya
Sen de bir dayı