"Bilmiyoruz." Bir sigara daha yaktı. "Her neyse, adam ölmüştü. Ve biz ormanın derinliklerinde bir yerde, yarı çıplak ve çamura bulanmış bir halde, ayaklarımızın dibinde bir cesetle duruyorduk. Hepimiz sersemlemiş haldeydik. Bilincim bir kayboluyor, bir yerine geliyordu, uyuyakalmak üzereydim ama sonra Francis yakından bakmak için
Sayfa 207Kitabı okudu
Bunny arabaya kadar bize eşlik etti, yerlerdeki kar ayaklarımızın ahinda gıcırdıyordu. "Ah, Vermont," dedi Bunny, Green Acres dizisinin regindeki Oliver Douglas gibi derin bir nefes çekip göğsüne vurarak, "Buranın havası bana iyi geliyor. Ne zaman geri dönmüş olursun peki, Henry?" "Bilmiyorum," dedi Henry, anahtarları bana verip yolcu tarafına geçti. "Seninle biraz sohbet etmek istiyorum da." "Çok hoş ama cidden geç kalıyorum, Bun." "Bu geceye ne dersin?" "Öyle olsun," dedi Henry, arabaya bindi ve kapıyı çarparak kapattı.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
_Yıl 2002. _“Köstebek”, şeyhleri Amerika'ya hicret etmiş, yasa dışı dinci organize suç örgütü, iç ve dış tehdit fetullahçıların karanlık iç yüzlerini deşifre etmek amacıyla yazılmıştır. Şeyhleri DGM’de yargılanan bu örgütün, CIA., MI6 ve BND gibi yabancı istihbarat örgütlerine taşeronluk yapan müritleri, devletin temelini oyup zaafa
“diyelim ki beni artık sevmiyorsun. öyle mi azizim? bunu doğru söyle, bundan emin olsam sevilmekten kaldıktan sonra koynunda silkilmez müziç bir kadın hiçbir vakit olmayacağım. bunu vazıhan bana anlatsan, müphem, anlaşılmaz etvarınla her zaman böyle fırtınalardan sonra hatta fırtınalar arasında, eskisi kadar şedit ihtiraslarınla bana avdet etmesen bunu bilecektim! dünyada bunu bilmek kadar arzu ettiğim bir şey yoktur. beni sevip sevmediğini bilmiyorum. çünkü seni kendimden müteneffir, kendime düşman dakikalarda da gördüm. bazen hastalıklarımda, hatta sıhhat zamanlarımda öldüğümü beklediğin anlar olduğunu biliyordum. fakat lakayt, hayır. seni benim yanımdayken, seni hiçbir vakit lakayt görmedim. bana lakayt tavrı da takındın. fakat sen fena bir aktörsün. bu lakaytlık arasında ekseriya bir hınç, bir hiddet, başka vasıtalarla alınmamış bir intikam arzuları gördüm. işte bunun için seni, mezara kadar birlikte yaşayacağım dediğim adamı hayat şartlarım ne olursa olsun bırakmak için, mutlak onun ruhunda, onun mevcudiyetinde bana artık ihtiyacı kalmamış olduğunu hissetmeliyim!”
Sayfa 135 - HandanKitabı okudu
Gerçekte ne hissettiğimizi ve ne yapmak istediğimizi kendimizden saklarız. Bu düşüncelerden bazıları şiddet içerir, pek çoğu ise cinsel içeriklidir. Açığa çıkarılamayacak kadar tehlikelidirler. Zihin onları bastırır, bilinçdı­şının derinliklerinde tutar. Bunların çoğu, biz henüz küçük bir çocukken şekillenir. Bir çocu­ğun hayatındaki ilk olaylar yetişkinlikte yeniden ortaya çıkabilir. Örneğin Freud, erkeklerin hepsinin, babalarını öldürmek ve anneleriyle birlikte olmak gibi bilinçdışı bir isteğe sahip olduğuna inanıyordu. Bu, adını Yunan mitolojisinde kehaneti gerçekleştirerek babasını öldü­ ren ve annesiyle evlenen (iki durumda da böyle yaptığının farkında değildir) Oedipus'tan alan Oedipus kompleksidir. Erken döneme ait bu utandırıcı arzu, bazı insanların hayatını onlar farkına bile varmadan şekillendirir. Zihindeki bir şey, bu karanlık düşünceleri tanımlanabilir bir biçimde yüzeye çıkmadan durdurur. Ancak bu ve diğer bilinçdışı arzuların bilinçli hale gelmesini engelleyen bu mekanizma, tamamen başarılı olmaz. Düşünceler kılık değiştirerek kaçmayı başarır. Örneğin rüyalarda ortaya çı­karlar.
Sayfa 263 - Alfa felsefe 2. BaskıKitabı okudu
Sevgili Bile, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de. İnsanları, eski karıma yapmış olduğum gibi, büyük bir boşluk içinde bırakmasaydım. Kendimden de kaçıyorum gibi beylik bir ifadenin içine düşmeseydim. Bu mektubu çok karışık hisler içinde yazıyorum gibi basmakalıp sözlere başvurmak zorunda kalmasaydım. Ne olurdu, bazı sözleri hiç söylememiş olsaydım; ya da bazı sözleri hiç söylememek için kesin kararlar almamış olsaydım.
Sayfa 385 - İletişim Yayınları
Reklam
1,000 öğeden 721 ile 730 arasındakiler gösteriliyor.