Dilhun
Otobüsğn gelip gelmeyeceği çok manidar bir durum. Öylece bekliyorum durakta karşı tarafta 17 yaşlarında çocuklar çalışıyor hemen yanında inşaat halindeki yapıda çalışanlar aralarında esmer saçlarını asker traşı gibi kesmiş bir çocuk kürtçe şarkı söylüyor sadece kürtçe olduğunu anlıyorum sesi kulağa hoş gelen bir nida gibi.. Ara sıra boşluğa
Ömür Hızla Geçiyor
Hz. Ömer radıyallâhü anh şöyle demiştir: "Her gün, falan ve falan kişi öldü, diye sesleniyorlar. Ömer öldü! diye nida edecekleri gün de kesinlikle gelecektir." Hz. Ali Efendimiz radıyallâhü anh şöyle demiştir: "Sen dönüp kaçsan da ölüm koşarak sana geliyor. Çok yakında buluşma gerçekleşecek!" (Nehcü'l-belâğa, VI, 87.) Hasan-ı Basrî rahimehullah şöyle demiştir: "Ey âdemoğlu! Sen zamansın. Her bir gün gittiğinde senin de bir parçan gider." (Zehebî, Târihu'l-İslâm, IV, 104; Ahmed b. Hanbel, Kitâbü'z-zühd, s. 278.) Hasan-ı Basrî'nin bu sözünden esinlenerek şair şöyle demiştir: Ömrünün sırtına binmiş gider insan Bir seferdedir, geçen günlerle yıpranan Her gün ve her gece uyuyup uyandıkça Dünyadan uzaklaşıp, kabre yaklaşan. Şu beyit de bir hakikati ifade eder: İnsan sevinir geçip giden gecelere, Giden kendisidir hâlbuki geceler geçtikçe. Ömrün ne kadar kısa olduğunu anlatan en hoş şiirlerden biri de şudur: Çocuk doğduğunda kulağına okurlar ezanı Öldüğünde kılınır sadece cenaze namazı Bu da gösterir öylesine kısadır ömür Sanki hayat, ezanla namaz arası.
Reklam
112 syf.
3/10 puan verdi
Tasavvuf Notları Nedense Çok Tanıdık
-“Sufi Müslüman, mistik demektir. Önemli olan tek şey aşk dedi coşkuyla.” -Bir konuşmasını anlatıyor Schimmel önce. Bu konuşmasında yer alan şeyi önsözüne taşıyor ve tasavvufun mistisizm olduğunu hemen sayfanın başında veriyor Avrupalılara. Halbuki mistisizm kavramıyla İslam tasavvufu arasında yakından ya da uzaktan hiçbir ilişki yok. Çünkü
Tasavvuf Notları
Tasavvuf NotlarıAnnemarie Schimmel · Sufi Kitap Yayınları · 2018117 okunma
Ağaçlar bize ne söyler Musa aleyhisselam ve ailesi Medyen'den Mısır'a doğru yola çıktıklarında Tur Dağı'nın eteklerinde konakladılar. Geceydi, hava soğuktu. Derken dağın tepesinde, karanlığa delip geçen bir ışık göründü. Bu, bir ateş olabilirdi, "... Ailesine' Siz durun!' dedi.' Ben bir ateş gördüm. Belki size bir haber getiririm; yahut o ateşten bir kor getiririm de ısınırsınız. '" (Kasas Sûresi, 29) Ve ışığa doğru yürüdü. Dağa giden yol, Kutsal Tuva Vadisi' nden geçiyordu. Musa Nebî (as) oraya vardığında, o kutlu mekanda yer alan vadinin sağındaki ağaç tarafından nida olundu: " Ey Musa, Ben Âlemlerin Rabbi olan Allah'ım. "(Kasas Sûresi, 30) Ve Musa Nebî'ye (as) peygamberlik böyle verildi. Ne zaman çiçek açmış yahut meyveli bir ağaç görsem, Kutsal Tuva Vadisi' nin sağındaki o ağacı hatırlar ve Allah'ın büyüklüğünün gereği olarak, izzet ve azametine, dalları ışıl ışıl yanan bir ağacı sebep kılıp perde ederek, Peygamberine nida ettiği gibi, biz sıradan kullarına da - bir bakıma- türlü türlü ağaçların arkasından nida edip seslendiğini hayal ederim. Yeryüzünün bu bağ ve bahçelerinde gezip dolaşırken kiraz ağaçlarının, şeftali ağaçlarının, mis kokulu ıhlamur ağaçlarının, ballı incir ağaçlarının, tatlı dut ağaçlarının, hoş elma ağaçlarının, dalları yerde iğdelerin, serin gölgelikli salkım söğütlerin ve ulu çınarların "tarafından" çok değil azıcık dikkatle ve kalbinin kulakları ile dinleyiversen, aynı nidanın geldiğini işitirsin: "... Ben Âlemlerin Rabbi olan Allah'ım."
89 syf.
·
Not rated
Bugün sizlere oldukça farklı bir şiir kitabının paylaşımı ile geldim. Benim için şiir insanın içindeki duyguların bir nehir olup dışa yansımasıdır. Bir şiir kitabını okuduktan sonra her şiirden birer mısra , birer nida, hoş bir duygu kalır bende. İşte bu kitabın farkı bende bunları bırakmamış olması. "Kurucu, dizelerinde gezinmek, devletin ıslah edemediği mahallelerde gezmek demektir. Her an bir küfür yiyebilir, bıçaklanabilirsiniz, bir çukura düşüp boynunuzu kırabilirsiniz. Onun şiirlerini okurken ekrandan izleyip dehşete kapıldığınız hayatların tam da içine düşebilirsiniz. O'nu sevmeyin, şiirlerindeki saf vahşeti hissedin yalnızca. " yazıyor kitabın arka kapağında ve kitabı o kadar güzel anlatmış ki. Duymaya, görmeye tahammül edemediğimiz, TV de karşımıza çıktığında kanal değiştirdiğimiz, sokakta kafamızı çevirip geçtiğimiz, hep başkalarının yaşadığı hayatlar olarak görmek istediğimiz toplumun acı gerçeklerini mısralar ile resmediyor bize. Okumak bende gerginlik yarattı. O öfkeyi, nefreti, dehşet duygusunu iliklerime kadar hissettim. Lokman Kurucu'dan şiirlerine konu edindiği yaşantıların hikâyelerini okuyacağınız bir kitap bekliyorum.
Ne Güzel Suçtur Öfke
Ne Güzel Suçtur ÖfkeLokman Kurucu · Klaros Yayınları · 202022 okunma
Mübarek Hasan Basri Hz.leri vefatında tebessüm eyledi. Etrafındakiler hayatında hiç gülmeyen bu zata taaccüb ederlerken, o , "hangi günah" diyerek ruhunu teslim etti. Bir zat rüyasında görüp sordu:" Ya şeyh dünyada gülmezdin, ve ( hangi günah) dediğine sebep ne idi?" Buyurdu: "O halde iken bir nida işittim" Ya melekülmevt şiddetli tut; üzerinde bir günah kalmıştır" hitabı bana hoş geldi dedi. Diğer bir kimseye de manada gözükmüştü, mübarek zat bir buraka binmiş, başına taç giymişti. Ve derlerdi ki:" Allah Hasan'dan hoşnut oldu ve Hasan Allah'ına kavuştu".
Reklam
28 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.