248 syf.
·
Not rated
"Uzağa bakmak iyi değilmiş, uzağa baka baka aklını yitirenler varmış..." "Oku, başını kurtar, kimseden hayır yok, bilesin." "Tavana bakmak insana iyi gelmezmiş, geberesice!" Latife Tekin, toplumcu gerçekçiler arasında eser veren, hatta bu kitabıyla büyülü gerçeklik konusunda, 83 yılında önemli bir eser vermiş. Kitap iki bölümden oluşmakta : İlk bölüm, Huvat ve Atiye Aktaş ailesi ve çocuklarının köyde geçen yaşamları ; İkinci bölüm, ailenin Alacüvek (Akçalı) köyünden kente taşınması, yaşadığı maddî ve manevî zorluklar, çaresizlik ve adaptasyon sorunlarını anlatıyor. Kitaptan çıkarılacak birçok anlam ve toplumun gerçekliğine ışık tutan birçok nokta var: Köy halkının inandığı hurafeler, konulara cehaletle yaklaşımı, kız çocuğuna bakış açıları, sabitfikirlik, karamsarlık... Özellikle kitabın başından sonuna kadar hep bir olumsuz olay, bir karamsarlık hakimdi. Büyülü gerçekliğe ise Dirmit'in kuşkuşotuyla, tulumbayla, gonca gülle ettiği sohbetler, karakterlerin meleklerle ve dinî şahsiyetlerle iletişim hâlinde olması gibi yerlerde rastlıyoruz. Geçmişte -belki hâlâ günümüzde Anadolu köylerinde, kasabalarında ailelerin yaşadıkları gerçekçi bir şekilde aksettirilmiş. Kitap bazı yerlerde tekrara düşmüş, özellikle Atiye'nin defalarca ölüm döşeğinde yatması, Dirmit'in sürekli aklını kaçırmış oluşu gibi ... Kitabı okurken beni en çok yoran paragraf içinde konudan konuya atlaması. Her ne kadar bu akımın gerçekleri bu olsa da ben bu türe alışkın olmadığım için tam anlamıyla bağlanamadım.
Sevgili Arsız Ölüm
Sevgili Arsız ÖlümLatife Tekin · Can Yayınları · 20187.1k okunma
184 syf.
·
Not rated
Selam Müptelalar "Evrenin bile bir sonu olduğuna göre neden kabullenemiyorum ölümü? Yalnızca insanoğlu değil ölümlü olan, yıldızlar da sönecek bir gün, tüm güneşler batacak. Yeryüzü de dahil gezegenlerin tümü yok olacak. Öyleyse çoğu gidip azı kalan şu ömrümün son yıllarını zehirlemek niye? Nereden kaynaklanıyor bu endişe, bu kaygı, bu
Yıkım Günleri
Yıkım GünleriNedim Gürsel · Doğan Kitap · 202415 okunma
Reklam
Saat on biri geçmiş ama Lucy henüz görünürde yok. David amaçsızca bahçede dolanıyor. Gitgide karamsarlık çöküyor üzerine. Bu, yalnızca ne yapacağını bilememekten kaynaklanmıyor. Bir gün önceki olaylar onu gerçekten dehşete düşürmüş. Titremesi, güçsüzlüğü, bu şokun yalnızca ilkel ve yüzeysel belirtileri. İçinde, yaşamsal önemi olan bir uzvunun zedelendiğini, zarar gördüğünü hissediyor, belki kalbidir. İlk kez, yaşlı bir adam olmanın, bitkin düşmenin, umutsuz, arzusuz, geleceğe kayıtsız kalmanın nasıl bir şey olacağının tadını almış. Tavuk tüylerinin, çürüyen elmaların kötü kokuları arasında, plastik bir iskemlenin üstüne çökmüş, otururken dünyaya duyduğu ilginin damla damla içinden süzülüp çıktığını hissediyor. Kanaması duruncaya kadar haftalar geçebilir, hatta aylar geçebilir ama şimdi kanıyor. Kanaması durduğunda, örümcek ağında kuruyup kalan bir sineğe dönecek, dokununca ufalanan, çeltik kabuğundan daha hafif, havada süzülüp gitmeye hazır bir sineğe.
Sayfa 129 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Siz ey fezanın küçük güneşleri! Ne bu karamsarlık, ne bu bönlük, boş bakışlar. Dumanlı cafeler içinde ahınız gitmiş, vahınız kalmış. Çıkın mahzeninizden, yürüyün mavi göğün altına."
448 syf.
·
Not rated
Karantina
Okumaya yeni başladım ve güzel gidiyor aşırı sarmasa da normal.Bu kitap hakkında daha doğrusu Beyza Alkoç hakkında karamsar şeyler yazdığı söylenmişti ama bence o kadarda karamsar değil bu kitap adı üstünde karantina başka ne beklenebilir ki illaki bir karamsarlık olması gerekiyordu dans etmeleri felan mi bekleniliyordu. Yazarın diğer kitaplarında yani okuduğum kitaplarında hiç karamsarlık görmedim.Bence hepsi güzel...
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının HikayesiBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 201620.3k okunma
168 syf.
·
Not rated
Sesli kitap olarak dinlemek için kesinlikle çok uygun. Dinlemek için çok güzel bir kitap, bütün hikayelerdeki gerçeklikler insanın ruhunu kesiyor, absürt bir şekilde gerçeklerin ortaya konuşu bence ülkemizdeki genel durumu bir nevi izah ediyor. Daha doğrusu ülkemizin sosyolojisinin bir yansıması... Bütün öyküler sevgisizlikle başlıyor ve sevgisizlikle bitiyor. Kitap gerçekçi bir kitap ama ben bu kadar sevgisizlik gerçek olabilir mi, hayal edemiyorum. Karamsar bir havası var kitabın, ancak insanı rahatsız eden bir karamsarlık değil. Şermin Yaşar’ın gözlemciliğinin ne kadar iyi olduğunu gösteren bir atmosferi var kitabın..
Kalk Yerine Yat
Kalk Yerine YatŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20214,192 okunma
Reklam
“ne zaman beynime bir kurşun sıkmak istesem, o bu şarkıyı çalıyor! ruhumdaki kargaşa ve karamsarlık dağılıyor ve ben yine özgürce nefes almaya başlıyorum.”
Bilişsel Terapinin 3 Savı
Bilişsel terapinin ilk savı, tüm duygularımızın bilişlerinizle ya da düşüncelerinizle yaratıldığıdır. Biliş; olaylara bakışınız, algılarınız, zihinsel tutumlarınız ve inançlarınız demektir. Buna, yorumlarınız bir kişi ya da bir şey hakkındaki düşünceleriniz de dahildir. Şu anda böyle hissetmenizin nedeni, şimdi düşünmekte olduğunuz şeylerdir. Bunu
Sayfa 34
Edward Hopper, yapıtları hüzünlü olan, ama onlara bakan bizleri kedere boğmayan sanatçılardandır, Bach'ın ya da Leonard Cohen'in resimdeki karşılığı diyebiliriz ona. Ana tema yalnızlıktır. Hopper'ın in- sanları evden uzaktır, oturdukları ya da ayakta dur- dukları mekânda onlardan başka kimse yoktur; kimi bir yatağın köşesinde oturmuş bir mektup okur, kimi bir barda tek başına içki içer, kimi trenin penceresin- den dışarıyı seyreder, kimi de otel lobisinde kitap okur. Yüzlerinde kırılgan ve içe dönük bir ifade var- dır. Az evvel terk etmiş ya da az evvel terk edilmiş- lerdir, kendilerine bir iş, bir sevgili ya da arkadaş ara- maktadırlar, bu arayışla geçici seyahat mekânlarına sürüklenmişlerdir. Vakit genelde gecedir ve pencere- nin dışında karanlığın, uçsuz bucaksız bir ovanın ya da tuhaf bir şehrin tehdidi kol gezer. Hopper'in tab- loları, kasvetin ta kendisini resmediyor olmasına kar- şın onlara bakmak karamsarlık vermez insana. Aksi- ne, tablolara bakan kişi orada kendi hüznünün yan- sımasını görür; hüznün can yakıcılığı az da olsa din- miş olur. Üzgün olduğumuzda üzgün kitaplar bize teselli verir. Sarılacak ya da sevecek kimsemiz olma- *ında yalnızlık kokan benzin istasyonlarına gitmemiz gerekir belki de.
Sayfa 94 - SelKitabı okudu
256 syf.
·
Not rated
·
Read in 11 days
Bazı kitapları okurken içime karamsarlık bulutları çöker. Kitabı bitirmek için okurum bazen de yarıda bırakırım. Öyle bir kitap oldu bu da. Beğendiğim nadir cümlelerden biriyle bitireyim "Hayat dediğin başka nedir zaten? Ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız."
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172.2k okunma
1,000 öğeden 861 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.