Sonuçta Clare Bayes'in oğluyla asla karşılaşmıyordum, o benim açımdan daha rahattı, yasak aşkımız açısından da herhalde en uygunuydu. Çocukları işin içine karıştırmamak gerekir. Fazla sorgulayıcı ve duyarlıdırlar. Dramatik ve ürkektirler. Loşluğa da belirsizliğe de tahammülleri yoktur. Her yanda tehlike sezerler, tehlike olmayan yerde bile, o
Gece yarı oldu yine, her şeyi derin uyku aldı.
Gece yarı oldu yine, her şeyi derin uyku aldı. Sormayacak mısın Ey Sevgili, geçen günden ne kaldı? Soğuktan büküldü bedeni, gözleri perdene daldı. Batan güneş değilmiş de sanki saçın yüzünü sardı. Yıllar yol açtı alnımda, siyah saçlarıma kar yağdı. Kapısında beklerken bir gün, önümden geçense yârdı. Koluna girmiş kocasının, önünde bir çoçuk vardı. Mutlu görünüyordu kendisi, öyle ise ne gamdı? Yüreğimde bir yâre var, ne koru sanki nardı. Gülen yüzünü gördüm ya yârin, ağlamak bana ardı Bacaklar büküldü dizden, sanki son bir secdeye vardı. Beklediğine değil ama tükenen gücüne yandı. Her fani ölümü tadacak, çıkacak nihayet candı. Boşuna bekleme Azrail, bu gün canımı yâr aldı Ahmet Beyler Elçi youtube.com/@beylerbeyibayb...
Reklam
Artık yalnız yaşamıyorum, yurtdışında da yaşamıyorum, tersine, evlendim ve yeniden Madrid'de yaşıyorum. Bir oğlum var. Henüz mini mini bir çocuk, ne konuşuyor ne yürüyor, tabii bir belleği de yok, hâlâ anlayamıyorum, nasıl oldu bu, bana uymayan, tuhaf ve yabancı bir şey gibi geliyor, oysa gece gündüz bizimle birlikte yaşıyor, doğduğundan beri
"Ne söylüyorsun Gandalf?" diye sordu Pippin. "İrfan Tekerlemeleri'nin bazılarını aklımdan geçiriyordum, diye cevap verdi arif. "Hobbitler galiba bunları unutmuşlar, hatta bir zamanlar bildiklerini bile." "Hayır, herkes değil, dedi Pippin. "Üstelik kendimize ait de birçok tekerlememiz var, ama belki onlar
"Pippin nefesini tutarak daha yatana ilerledi, adım adım. Sonunda diz çöktü. Elini sinsi sinsi uzatıp yavaşça o tümseği kaldırdı: Pek öyle beklediği kadar ağır değildi. "Belki de sadece bir iki parça bir şeyini koyduğu bir çıkındır," diye düşündü garip bir rahatlama hissiyle; ama çıkını bir daha yerine bırakmadı. Bir süre onu sıkı
"Bunlar boş lakırdılar, dedi Gandalf. "Theoden'in talebi gereksiz" ama onu reddetmek de boşuna. Krallar kendi divanlarında kendi usullerini uygularlar, bu ister ahmaklık olsun, ister bilgelik." "Doğrudur, dedi Aragorn. "Bir oduncu kulübesinde bile evin efendisinin buyurduğunu yapardım, eğer taşıdığım kılıç
Reklam
ANLAYIŞ NOKSANLIĞI ve KUMANDAN...
Salih Mirzabeyoğlu gideli 6 sene oldu. Nereye gitti? Kime sorsanız bunu size şüphesiz söyler: En yükseğe… Peki geride ne bıraktı? Eserleri… Baştanbaşa kurtuluş reçetesi hâlinde İslâmî dünya görüşü, Büyük Doğu-İbdâ… “Bir de İbdâcıları bıraktı” diyemiyor insan, çünkü O her ne kadar gitmeden hemen önce kaleme aldığı bir eserinde “çocuklarımın günü
"Mithrandir! diye bağırdı Legolas. "Mithrandir!"
Ne hoş bir tesadüf diyorum yeniden Legolas! dedi yaşlı adam. "Hepsi ona baktılar. Saçları gün ışığında kar gibi bembeyazdı; giysileri parlak bir beyazdandı; derin kaşlarının altındaki gözleri pırıl pırıl ve güneşin ışınları gibi deliciydi; gücü elindeydi. Hayret, sevinç ve korku arasında durdular ve söyleyecek tek bir söz
Cromer-Blake haklı da olabilir, en azından kısmen: Belki en kötüsü, hem de olanaksızı, kadınları ya da onun durumunda erkekleri, bir kadını düşünmemektir, sanki beynimizin yalnızca bu çeşit düşüncelerle uğraşan bir bölümü varmış da, diğer bölümleri ondan kaçınıyor ve belki de onu küçümsüyor, ama o düşünceler olmadıkça onlar da verimli biçimde, gereğince işleyemiyorlarmış gibi. Hiç kimseyi düşünmemek (o kimse birçok kimseler olsa da) sanki herhangi bir şeyi düşünmeyi engeller gibi. En azından ciddiyetsiz kişilere böyle oluyor. Ben ciddi biri değilim, aslında beni ciddiye almak olanaksızdır, düşüncem oradan oraya dağılır, gider, karakterim zayıftır, ne var ki bu pek az kişinin bildiği şeydir ve en önemlisi, burada bilen yok, herhalde kimse benim ciddi olup olmadığımı kendine dert etmemiştir. Madem öyle, sarhoş olmamızdan ve sarhoşların sorularının hep yanıt bulmasından yararlanıp Cromer-Blake'e dosdoğru sorayım, derhal soracağım, acaba Clare Bayes'in âşığı var mı ya da oldu mu diye, acaba kocasına âşık mı, acaba Cromer-Blake burada geçireceğim iki yıl (azalmaya başladı bile, başladı bile) süresince onu düşüneceğim kadına dönüştürmeye kalkışırsam başarı şansım olacağını sanıyor mu diye.
"Çuval Geçirme" olayı biliniyor muydu?
Vatan Gazetesi'nden Can Ataklı, Erbakan'a en yakın isimlerden olan Ahmet Akgül'ün kitabında yer alan Çuval Olayı ile ilgili ilginç açıklamalarda bulunuyordu: "Piyasada satılan bir kitapta diyor ki 'Erdoğan ve Gül, tezkerenin geçmesinde kendilerine destek olmayan Silahlı Kuvvetler'i cezalandırmak için Amerika'dan
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.