MAVİ SİNEKÇİL KUŞU Bir Yılbaşı sabahı dostum Sherlock Holmes’u ziyarete gitmiştim. Yanı başında piposu ile kanepeye uzanmıştı. Üzerinde ropdöşambr vardı. Yanında duran bir yığın buruşmuş gazetenin hepsinin okunduğu belli oluyordu. Gözüme bir şapka çarptı. Kanepenin yanında bir sandalye bulunuyordu. Sandalyenin arkasına bir şapka konmuştu. Bu,
Bütün Alıntılar
Koreli araştırmacılar E. coli bakterisinin genetiğini değiştirerek benzin üretmesini sağladılar. 29 Yetişkin insan beyni her biri yaklaşık 1.000
Reklam
Beynine İyi Bak!
1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız, “volta atmayı” deneyebilirsiniz. 2- Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola
Bilgisizlik ve önyargı konusu
Aziz Sancar, Batı'daki bir önyargıya da hiç çekinmeden tepeden bindiriyor. Bu konuda anlattığı bir öyküyü buraya alıyorum: ''Biliyorsun, biz Türkler Osmanlı devrinde alaturka saat kullanırdık. Alaturka saatte 12:00 akşam ezanı vaktidir ve güneşin batış vakti her gün değiştiği için her gün alaturka saatin ayarlanması gerekir. Şimdi
Bugün çok erken bir saatte sıçrayarak uyandım ve kederler içinde, boğazımda anlaşılmaz bir tiksintiyle hemen yataktan fırladım. Bir düş değildi buna sebep; herhangi bir gerçeklik de yol açmış olamazdı. Belli bir şeyden kaynaklandığı açık olan, kusursuz, mutlak bir tiksintiydi bu. Ruhumun en derinindeki karanlıklarda, gözle görülmez, bilinmez güçler savaşmaktaydı, savaş alanları ise varlığımdı ve ben bu tarifsiz keşmekeş yüzünden, tir tir titriyordum. Bütün hayata karşı bir mide bulantısıyla uyandım. Yaşamak zorunda olmanın dehşeti yataktan benimle birlikte kalktı. Her şey gözüme boş göründü bir an ve içimden buz gibi bir ses, hiçbir derdin çaresi yoktur, dedi. Üzerime çöken inanılmaz bir bunalım, en küçük hareketlerime bile titremeler katıyordu. Delirmekten korktum; delilikten değil, sadece orada olmaktan korktum. Bedenim gizli bir çığlıktı artık. Kalbim konuşurcasına çarpıyordu. Toparlamaya çalıştımsa da başaramadığım titrek, iri adımlarla önce yatak odamı bir baştan bir başa arşınladım, sonra da bir köşesi koridora açılan küçük odanın çapraz iki köşesi arasındaki boş hattı. Mantıksız, tutarsız hareketlerle, komodinimin üzerindeki fırçaları toparladım, bir sandalyenin yerini değiştirdim, hatta, bir an sarkaç gibi sallanarak, yatağımın köşe başlarındaki pürtüklü metal dikmelere çarptım. Bir sigara yaktım, bilinçsizce içtim ve sigaranın külü ancak başucumdaki sehpaya düştüğünde –iyi ama o tarafa eğilmediğime göre, bu nasıl olmuştu?–, beni cin çarptı ya da adı başka da olsa bu türden bir derde tutuldum sandım ve özbilincimin derin bir boşluğa yuvarlandığımı kavradım.
Can YayınlarıKitabı okuyacak
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 32 hours
“BİZ” Tanrı'dan, “BEN” ise şeytandan geliyordu*
Bu ay
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
''Alıntılarla Yaşıyorum'' okuma grubumuzda distopya ayımızdı. Kitaplarımız
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni Dünya
ve
1984
1984
'tü fakat ben, nitelikli tartışmamıza Kara Dörtleme'nin hepsini okuyup katılmak istediğim için Biz kitabını da okudum. Tabii, siz de her zaman
Biz
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · İthaki Yayınları · 20209.4k okunma
Reklam
762 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.