Bugün çok erken bir saatte sıçrayarak uyandım ve kederler içinde, boğazımda anlaşılmaz bir tiksintiyle hemen yataktan fırladım. Bir düş değildi buna sebep; herhangi bir gerçeklik de yol açmış olamazdı. Belli bir şeyden kaynaklandığı açık olan, kusursuz, mutlak bir tiksintiydi bu. Ruhumun en derinindeki kaynaklarda, gözle görülmez, bilinmez güçler savaşmaktaydı, savaş alanları ise varlığımdı ve ben bu tarifsiz keşmekeş yüzünden, tir tir titriyordum. Bütün hayata karşı bir mide bulantısıyla uyandım. Yaşamak zorunda olmanın dehşeti benimle birlikte yataktan kalktı. Her şey gözüme boş göründü bir an ve içimden buz gibi bir ses, hiçbir derdin çaresi yoktur, dedi.
Üzerime çöken inanılmaz bir bunalım, en küçük hareketlerime bile titremeler katıyordu. Delirmekten korktum; delilikten değil, sadece orada olmaktan korktum. Bedenim gizli bir çığlıktı artık. Kalbim konuşurcasına çarpıyordu..