Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hepten Suya Verdik Çünkü Suyu Yoktu. Toprağı Gazı
“ bugün ayrıldığım. aklımın bir daha asla, kalbimin asla bırakma dediği. aşkın da sinir krizinin de en hasını yaşatan. pişmanlığın da rahatlamışlığın da en ağırını tattıran. bir daha böylesi olur mu bilemem ama bir daha böylesi olmaz. 2 ayda, sadece 2 ayda 1500 duyguyu yaşatan kadın… her günümüz sevgi her günümüz kavga. alttan almalarım, asla haklı olamamalarım, çığrımdan çıkmalarım, bir daha böyle sevilir miyim demelerim. bitti, bu sabah… ne kadar sürerdi ki, mahkumdu bitmeye. ne zaman çıkar aklımdan peki? bu soru daha önemli.”
Reklam
Birçok insan sonsuza dek yaşayacağını sanır. Yolculukları son bulduğunda hepsini bir kenara bırakmak üzere para, mal ve güç biriktirerek hayatlarını harcarlar. Bunları mezara götüremezsin. Öyleyse bu gereksiz telaş neden? Çoğu insan anlamsız bir sürü şey için strese girer. İnsanlar yaşam alanlarına karşı son derece koruyucu olurlar. Yalnızca haberleri izlerler. Hatta ülkeler bile sınırları üzerine tartışırlar. Keşke insanlar bir sabah uyansa ve tüm kâinatın kendi evleri olduğunun farkına varabilseler. Tüm dünyaya sahip olmak varken, ufak toprak parçaları için savaşmak neden? Hâlbuki yalnızca yolculuğun tadını çıkararak hepsine sahip olabilirler; fakat onlar ferah yaşamak yerine küçük parçalar üzerine odaklanıyorlar. Terfiler, son teslim tarihleri, e-postalar için endişeleniyorlar ve bugünü bir daha asla yaşayamayacaklarını tamamen unutarak, ufacık şeyler için iş arkadaşlarıyla ve aileleriyle tartışıyorlar.
74 syf.
·
Puan vermedi
"Dönüşüm" incelemesi
Franz Kafka’ya ait bu ilginç ve kısa roman ilk olarak 1915 yılında yayımlanmıştır. Dava’dan sonra Kafka’nın en popüler eseridir. Kitap; Gregor Samsa’nın stresli, yoğun ve tek düze yaşantısına bir sabah bir tür “haşere”ye dönüşmüş olarak uyanmasıyla başlamaktadır. Ailesi, çevresi ve kendi iç çelişkileri arasında ezilen bir adamın hikayesi olan bu roman değeri sonradan anlaşılan kitaplar listesindedir. Kafka’nın toplumdan ayrı olma görüşü, toplumun değer yargılarının ve samimiyetinin sınanışı ile yapmacık ilişkilerin sorgulanışı niteliğini taşımaktadır. Toplumun noksanlıklarını gören ve bunu kabullenemeyen bir bireyin belki de toplumun dayattığı zorunluluklara ayak uyduramaması sonucu toplumdan farklılaşma ve insanlar tarafından bir böcek gibi nitelendirilmesine göndermeler içermektedir. İlişkilere, düzene ve samimiyete farklı bir bakış açısı sunan Dönüşüm günümüz edebiyat klasikleri arasında önemli bir yere sahiptir. Dönüşüm bir böcek olmaktan öte kendini öyle hissetmek, olduğundan farklı bir hale bürünmek, insanlar tarafından öyle gözükmek olarak düşünülmelidir. Okuması zor, anlatımı dolaylı ve yorucu olsa da Kafka’nın edebiyat yeteneğinin zirve yaptığı kitaplardan biridir. Yazar konunun zorluğunu aslında yazımına da kazandırmıştır.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,6bin okunma
Yolculuk!
Uzun bir yol var önümde. Etrafı çiçeklerle çevirili bir çok ev. Her bir çiçek bambaşka duygular taşıyor. Hangi çiçek benim duygum ve hangi duygum bir çiçek kadar güzel, düşünüyorum. İlerledikçe usul usul, bir amca görüyorum karşımda. Epey yaş almış bu amcanın yüzünde, çokça yaşanmışık saklı âdeta. Gözlerinde derin hikâyeler, teninden akan terinin
Karanlık bölünmezdir. Meskûndur. Değişmeyen bir mutlakla ama aynı zamanda değişimle meskûndur. Orada bir hareketlilik vardır, bu rahatsızlık vericidir! İlahi bir oluşum orada aşamalarını tamamlar... tanımlamaya rakamların yetmeyeceği bir çokluk, düş gibi mesafeler, baş döndürücü döngüler, dünyaların bilinmeze dalması, alacakaranlıkta birbiri ardına gelen muhteşem olaylar, bir seferde her şeyin mekanizması, ilahi soluğun etrafa kaçışan küreleri, döndüğü hissedilen tekerler; bilge durumla ilgili tahmin üretir, cahil korkuyla titrer; böyle olsa da saklıdır; zapt, edilemez menzil dışındadır, yaklaşılmasını kabul etmez. Kişi emindir, göğsündeki bir baskı gibi hissediyordur. Başının üstünde kimbilir neyin simsiyah delili vardır. Hiçbir şey kavranamaz. Ele avuca gelmez bir şey kişiyi ezmiştir. Bilinemez olan her taraftadır ama hiçbir yerde anlaşılmayacak bir şey yoktur. Tüm bunlara şu ürkütücü soruyu ekleyin: Her şeyi içeren bu evren Varlık mıdır? Karanlığın altındayız. Bakarız. Dinleriz. Bu sırada kasvetli dünya yuvarlanmaya devam eder; çiçekler bu olağanüstü hareketin bilincindedir; nakıllar gece on birde, güngüzeli sabah beşte açar. İnsanı afallatan bir düzen. Başka derinliklerde su damlası bir dünyadır, infusoria oğul verir, mikroskobik hayvancıktan müthiş bir doğurganlık çıkar, görülemez ve duyulamaz olanın büyüklüğü ortadadır, sonsuzluk öbür yüzünü göstermektedir; bir diyatome bir saatte bir milyar üç yüz milyon diyatome üretir. Tüm sırları barındıran tek bir önerme! İndirgenemez olan önerme oradadır.
Sayfa 288 - 289, 4.Basım, Nisan 2021
Reklam
184 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Zaman Yönetimi
Günlük hayatta birtakım eylemleri yapmak için zamanım yok diyenler için. Bahanesini tembelliğinin arkasında saklayanlar için bu kitap. Yazar sanki kitap yazmamışta karşı koltukta yüzüne konuşurmuş gibi anlatmış, olsun. Üslup farklı gelebilir lakin içerik o kadar doğru ki. O kadar doğru ki uygulayamıyoruz :) Ama uygulamasam da arka planda açık bir şekilde çalışıyor. Yarınlar birbirini kovalıyor. Bence kitabın oluşturduğu o bakış açısı bile okumaya yeter de artar. Mucize sabahları erken kalkmak değil, erken kalkacak kadar odaklı ve hedeflere dönük olmak. Diğer türlü zaten erken kalkamazsın ki. Neyse yarın sabah erken saatlerde güneşe selam durmak niyeti ile iyi geceler….
Sabah Mucizesi
Sabah MucizesiHal Elrod · Pegasus Yayınları · 2019362 okunma
Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: 'Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?' Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
KONSER ADABI
Bu metni konsere gidip enerjisiyle sizin de enerjinizi sömüren kitleye yönelik yazıyorum. Konserin tanımından başlayayım: Fransızca concert “1. birlikte müzik çalma veya şarkı söyleme anlamına gelir. Konser türleri vardır. Açık hava, festival, senfonik vb. Bir de konserlerin amacı vardır. Yardım kampanyasından tutun eğitim, şehrin tanıtımı vb. Bir
Kalplerimiz öylesine sabit dururken Bu şaşılası ateşte çarpışıyor ruhlar Ve birden sabah ayazını hissediyoruz
Reklam
Nasıl oluyor da senin gibi şişman ve yaşlı bir herifin yanında bu kadar güzel kadınlar olabiliyor?" -"Çünkü her sabah yüzüme tereyağı ve sütle masaj yapıyorum. Hadi şimdi topla kıçını."
Kaç sabah oldu Kaç kez güneş doğdu İnan hatırlamıyorum Gidişin o kadar acı verdi ki yüreğime , yaşıyor muyum bilmiyorum. Sen gittikten sonra tek gerçeğin ölüm olduğunu anladım. Çünkü ben yanındayken bile sana hasret kalmıştı gözlerim. Şimdi Kokundan, teninden, sesinden ve kalbinden uzak bir hayat sürüyorum, şayet hayatsa bu yaşadığım. Ömrüm bir ırmak kenarında bir balıkçı umuduyla seni bekliyor Saçlarıma aklar kalbime yaralar düştü ve aramızda şehirler varken. Ben sana kavuşma hayalî kurarken , ölüm senden daha yakın bana
#takvim
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Kasım günlerinin sonu Allah’ım! Gazabından rızana, cezandan affına sığınırım. Senden sana sığınırım. Sana tüm övgüleri saysam yine de bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin. (Müslim, Salât, 222) Diyanet Takvimi Arka Yüz: MÜMİNLERİN ANNESİ: HZ. ÂİŞE Hz. Ebû Bekir ve Ümmü Rûmân’ın kızı olan Hz. Âişe’ye, yaşam sevincini yüreğinde taşısın ve uzun ömürlü olsun diye Âişe ismi verilmişti. Eşinin Âişe’siydi o, sıddıkası, beyaz tenli al yanaklı Hümeyra’sı, Rabbinin temize çıkardığı Müberra’sıydı. Allah Resûlü’ne insanların en sevimlisini sorduklarında verdiği cevaptı Âişe (ra). Cebrail’in selam verdiği kadındı. Müminlerin annesiydi. Hz. Peygamberin vefatına kadar yanında olan Hz. Âişe, en fazla hadis rivayet eden dördüncü sahabiydi. Yaşadığı olaylarla bazı dinî hükümlerin düzenlenmesine de vesile olmuştu. Örneğin ka- tıldığı askerî seferde gerdanlığını kaybetmişti. Onun gerdanlığını ararken süre uzamıştı ve konaklama alanında su yoktu. Sabah namazı vaktinin geçecek olması oradakilerin canını sıkmıştı. Hz. Ebû Bekir, bu duruma sebep olduğu için kızına çıkıştı. Bunun üzerine su bulunmadığı zaman teyemmüm yapılmasını bildiren ayet nazil oldu. Peygamberimizden sonra kırk yedi yıl daha yaşamış olan Hz. Âişe Medine’de rahmet-i Rahman’a kavuştu. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
Bir sürü insan ve bir sürü hayat gördüm. İnsanlar sabah işe gidiyor, akşam eve dönüyorlardı. Bütün gün saçma sapan şeylerle uğraşıyorlardı. Nerde bir sinek görseler peşine düşüp onu öldürmek için azami gayret sarf ediyorlardı. Para kazanıyor, evleniyor, çoğalıyorlardı; evler, arabalar alıyor, bankalarına sürekli para yatırıyorlardı. Daha fazla daha fazla daha fazla kazanmak istiyor; bunun için daha çok daha çok daha çok çalışıyorlardı. Hiç ölmeyecekmiş gibi davranıyorlardı… Sonsuza kadar bu dünyada kalacakmış gibi yaşıyorlardı… Kitap’a bağlı kalan küçük bir azınlık hariç, insanlar hüsrandaydı.
622 syf.
·
Puan vermedi
uyanır, “her sabah parlak işler tasarlar ve gün boyu budalalık eder.” Tıpkı hepimizin hayatımızın bir noktasında yaptığımız gibi. Kitabı ilk elime aldığımda “tembelliğe dair bir kitap, sıkılmam umarım” demiştim ama Oblomovluk hali tembellik midir yoksa sisteme karşı bilinçli bir karşı duruş mudur diye düşünmeden edemiyorum. Eğer hepimiz Oblomovsak ve kitabı okurken hepimiz Oblomov’a bu kadar kızıyorsak, bir durup düşünsek fena olmaz mı? Kitapta olay örgüleri aslında fazlasıyla sade, ama Gonçarov’un dildeki ustalığı kitabı inanılmaz sürükleyici kılıyor. Gereğinden fazla yapılan betimlemelerin akıcılığı öldürdüğüne inanan ben, kitabı okurken betimlemelere hayran kaldım. Betimlemeler kitap boyunca benim kendimle yüzleştiğim, yer yer hesaplaştığım ve aynı zamanda okuduğum metinden inanılmaz keyif aldığım bölümlerdi. Gançarov, nasıl başarmış inanın benim de aklım almıyor, dağı taşı sayfalarca betimlemeden bizi anlattığı ortamın içine çekmeyi ustalıkla başarmış bir yazar. Okuyucuyu fazlasıyla sade ama bir o kadar da dolu dolu sayfalarda sürüklemek Gonçarov’un çok büyük bir başarısı. Kitabı okurken dil sizi kesinlikle sıkmıyor, aksine tam anlamıyla içine çekiyor. Yazar karakterleri analiz ederken okuyucuyu bunaltmadan öyle derin tasvirlerde bulunmuş ki, kitabı okurken size eşlik eden karakterler yer yer kızdığınız yer yer anlayış gösterdiğiniz birer dostlarınız haline geliyorlar. İçinizdeki Oblomov’dan kurtulun! Eğer kitabı okurken kendimizi bu kadar Oblomov hissediyorsak ama bir o kadar da Oblomov’a kızıp sinirleniyorsak dönüp kendimize bakmamız gerekmez mi? Gerekir!
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.