Faust: Uzanacaksam tembelce keyif içinde bir yatağa, Sonum gelmiş olsun benim o anda! Yüzüme gülerek bana her defasında, Kendimden hoşlanabilirim diye yalan söyleyebilirsen, Beni hazlarla aldatabilirsen, Son günüm olsun bu benim! İstersen iddiaya da girebilirim! Mefistofeles: Peki, kabul!
Sayfa 90
KAĞIT Kağıttan ayrılıyorum, burda terk ediyor beni yurdum, burdan ötesi zarfını ağırlaştırıyor son defa yerine çok yazılmış bir mektubun, kestim dallarını çünkü arkadaşlarımın eski sözlerimin yetişemeyeceği bu kayık nasılsa taşır beni, nasılsa benden önce de varılmış o sahili bulurum, varsın karşıma çıksın peşinde olduğum şehir, benim de suçum bu olsun, kâğıttan daha ağır olamaz ya, ev ödevi gibi oturduğum şehirlerdeki yokluğum: Şehrin mektubu gelme bana elveda! Gövdemi bir cümle daha terkediyor - o cümleyi çocukluğum için kurmuştum - Çocuk ki kaybolmuş bir şiirin nakaratıdır onu terkediyorum, beklemediğim bir mektubu terkederken ve terkederken beni ıssız adası arkadaşlığın, bu gövdeye taşınacak eski bir ruh arıyorum, bu kâğıttan kaygıyı susturacak ağır bir söz arıyorum, çoğu bana sayılsın, boş kalsın kâğıtta bir yerim varsa Boşluğuna kıyacağım ne kaldı kâğıttan başka?
Reklam
Konuşan yalnız hakikattir Risale-i Nur’da ispat edilmiştir ki, bazen zulüm içinde adalet tecellî eder. Yani, insan bir sebeple bir haksızlığa, bir zulme mâruz kalır, başına bir felâket gelir, hapse de mahkûm olur, zindana da atılır. Bu sebep haksız olur. Bu hüküm bir zulüm olur. Fakat bu vâkıa adaletin tecellîsine bir vesile olur. Kader-i İlâhî
Karşısındaki kişi nesne haline gelmiştir
Hırs ya da oburluk duygusu son derece benmerkezlidir. İster açlık söz konusu olsun ister susuzluk ya da cinsel istek, hırsa kapılmış kişi, yalnız ve yalnız kendisi için, ve de isteğini, yalnız kendi amaçlarının bir aracı olarak doyuran bir şey istemektedir. Açlık ve susuzluk söz konusu olduğunda bu açıkça ortadadır, ama hırs haline gelmiş
'Bu sevgi bir savaştı. Savaş olduğu için de kıyasıya bir uğraşma, karşı taraf ne kadar kuvvetli olursa olsun bir didişme gerekti. Sevdiğini söylemek teslim olmak demekti. Hiç insan son kozlarını oynamadan yenilmeyi kabul eder, teslim olur mu?'
Sayfa 166 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
İşçi sınıfının kazancı tıpkı geçmişte olduğu gibi bugün de emeğini karşılamıyor. İşçiler bugün de pat­ronları son model arabalara binebilsin diye ter akıtı­ yor. Düşük ücret politikası ve yoğun işgücü nedeniyle sömürülmeye devam eden işçiler, sermayenin sömü­rü odağındaki en gözde güç! Fidel, işte bu sınıf üze­ rinden haksız kazanç sağlayanları ve çıkar gruplarını eleştiriyor. İşçi sınıfının bu gruplar altında ezilme­mesi gerekliliğini savunarak iktidarı hak ettiklerini vurguluyor...
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.