"Her şey yolunda," dedi Aragorn arkasını dönerek. "Yaşadığım uzak ülkeden bazı akrabalanm var burada. Fakat kaç kişilerdir, neden geldiler Halbarad bize anlatacak." "Yanımda otuz kişi var," dedi Halbarad. "Acilen aramızdan ancak bu kadar toplayabildik; fakat savaşa gitmek için Elladan ve Elrohir kardeşler de bizimle sürdüler atlarını. Çağnn ulaşır ulaşmaz elimizden geldiği kadar büyük bir hızla geldik." "Ama ben sizi çağırmadım," dedi Aragorn, "hayallerimde yaptığım çağrılar hariç. Düşüncelerim sık sık size çevrildi, özellikle bu gece düşündüğüm kadar sık çok nadir düşünmüşümdür; ama yine de hiç haber yollamadım. Her neyse! Bu tür şeyler bekleyebilir. Bizi aceleyle tehlike içinde at sürerken buldunuz. Bizimle sürün atlarınızı eğer kral izin verirse." Théoden gerçekten de bu habere sevinmişti. "Uygundur!" dedi. "Eğer bu akrabaların da seninle benzeşiyor ise Aragorn Beyim, böyle otuz cengâver sayısız baştan daha değerlidir." Sonra Süvariler yeniden yola koyuldu; Aragorn bir süre Dünedain ile birlikte sürdü atını; Kuzey'den ve Güney'den gelen haberler hakkında konuşurken Elrohir şöyle dedi ona: "Sana babamın sözlerini getirdim: Günler kısaldı. Eğer acelen var ise ölülerin Yolu'nu hatırla." "Günlerim her zaman amacıma ulaşmak için kısa gelmiştir bana," diye cevap verdi Aragorn. "Fakat o yolu seçmeden önce acelemin gerçekten çok fazla olması gerekir." "Bunu yakında göreceğiz," dedi Elrohir. "Ama gel bu şeyleri açık yol üzerinde konuşmayalım!"
Hayat adil değil!!
Hayat gerçekten adil değil, dört yıl üniversite okudum, gece gündüz ders çalışdım, ders çalışacak bir odam olmadan bile ders çalışdım, ailevi sorunlar, sorumsuz ve sorunlu ebeveynlerle mücadele, maddi sıkıntı, hepsiyle aynı anda mücadele etdim. Tâbi ki, üniversiteyi dereceyle bitirdim. Peki şu an? Şu an kendi imkanlarımla ingilizcemi geliştirmek istiyorum, tabi ki, hiç desteğim yok, hatta Sabahattin Ali'nin dediği gibi "hasta bir köpek kadar yalnızım". Zamanla insanlardan uzaklaştırıyor acıların.. Yapayalnız kalıyorsun, tıpkı benim olduğum gibi.. Tek hayalim bu ülkeden gitmek, çok çok uzaklara gitmek, eğitimimi davam ettirmek. Belki de olmayacak, ama hayalî bile bana güç veriyor... Evet hayat adil değil, çünkü senin acıların, sevinçlerin, başarıların hiç bir zaman destek görmüyor. Mesela çok zengin bir akrabamız var, çocuğun ders çalıştığı oda bile hayal edemeyeceğim kadar güzeldi. Şimdi her kes onun ne kadar başarılı olduğunu konuşuyor... Örnek olarak söyledim, yani bir yerden sonra dokunuyor işte insana. Ne bileyim, belki bir gün başarırım.🌸
Reklam
136 syf.
·
Not rated
·
Read in 24 hours
Yurtiçi ve yurtdışında yaşanan sorunları irdeleyen ve röportajlar halinde derleyen bir araştırma mecmuası olmuş. Toplum vaziyetlerinden rahatsızsanız ve sesinize ses arıyorsanız okuyabilirsiniz.
Bu Ülkeden Gitmek
Bu Ülkeden GitmekGözde Kazaz · Metropolis Yayınları · 201825 okunma
·
Not rated
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214.4k okunma
Hiç bu ülkeden gitmek istedin mi ?
Anne ülkeden değil dünyadan komple emekli olasım var
Anne üzgünüm ama ben bu ülkeden gitmek istiyorum! Aslında zerre istemiyorum! Ama sanırım hayatlarımızın harcanmasından, boşa kürek çekmekten, güzel yüzlü çocuklar ölünce yapılan haberlerle tanışmaktan yoruldum.
Reklam
373 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Kimsenin yabancı olmadığı ülkeye doğru
Amin Maalouf
Amin Maalouf
'un yazdığı ilk roman olan
Afrikalı Leo
Afrikalı Leo
, gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bir yaşam öyküsü. Kitap 4 bölümden oluşuyor, her bölüm Hasan'ın diğer adıyla Leo'nun belirli tarihlerde yaşadığı 4 ülkedeki (Granada, Fas, Kahire, Roma) anılarını anlatıyor. "Ben, Hasan, tartıcıbaşı Muhammed’in oğlu, ben, Giovanni Leone
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 200714.4k okunma
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
“Ve belki de hayatımda ilk defa yapamadıklarıma dalıp gitmek yerine yaptıklarım için gururlandım. Yuvaya çeviremesem de evler kurmuştum, gerçeği söyleyemesem de hikayeler yazmıştım, sarılmayı beceremesem de dostlar edinmiştim. Ömrüm boyunca kurmuş, yıkmış, sonra başka bir yerde yeniden yapmış, nereye gidersem gideyim ayakta kalmış, o inatçı ayaklarla bir ülkeden öbürüne yürümeyi bile başarmıştım. Bu da bendim işte.”
357 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.