Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zihin Toparlamaca
Bel fıtığı ameliyatımın üzerinden bir ay geçti. Zannettiğimden, beklediğimden daha yavaş olsa da bedenen toparlanırken zihnen de toparlanmam gerekiyor, diyerek kitabın kapağı açıldı. Aslında bir diğer sebep de; arada bir gelen, acaba fıtık tekrarladı mı, ameliyat başarısız mı oldu, diye beni siterese sokan ağrılarımın olmadığı zamanlarda, oturmam
İstek(will), bir …’den yoksun olma ve ona sahip olamamanın ifadesidir. A, istek duyar B’ye karşı, çünkü B’de olan A’da yoktur. Sizde olan bir şeyi isteyemezsiniz, ancak ve ancak başkasında olan veya başkasında olduğu düşünülen şey istenebilir. Tıpkı aşk gibi.. Aşkın, arzu ve istekle bu derece ilişkili olması tesadüfle açıklanamaz. Aşk,
Reklam
Peki bu dünyada sizin yeriniz neresi?
İnsanın hayatı boyunca kendisine soracağı en anlamlı sorulardan biridir: Bu dünyaya hangi boşluğu doldurmaya geldim? İnsan, ömrü boyunca yerini arar ama bulmak kolay değildir. Kimi on sekizinde bulur kimi yetmişinde kimiyse bulamadan göçer bu dünyadan. Benim yerim neresi? Buna bir cevap bulduğumuzda hayat daha katlanılabilir olur. Bu yüzden Montaigne, "Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder." demiş. Kierkegaard da aynı arayışta olacak ki "Tanrı benimle ne kastetmiş olabilir?" diye sormuş. Yerden kasıt sadece sığınacak bir mekan değildir, bazen bir insan bazen bir düşüncedir.
Biz kendi düşüncelerimizle hayatı var ediyorsak.İnsanlari ve yaşadığımız olayları olusturuyorsak . Bunlarla deneyim kazaniyorsak.Ve hayat sadece bir rüya ise.Neden daha güzel deneyimler yaşamıyoruz.İcimizdeki korkularımizi acılarimizi anlayip,yanlış İnaç sistemimizi degistirip daha mutlu sağlıklı ve huzurlu bir hayat yaşayabiliriz.Dısarida hiç bir şey yok.Disarida olan şeyler bizim düşüncelerimizin birer yansımasi.Bu yüzden anda kalmayı,şimdiyi yaşamayı öğrenmeliyiz.Ve zihnimizi susturmayi öğrenmek zorundayız.Zihin susarsa geçmişte hiçbir acıyı şimdiye getiremeyiz.Zihin susarsa işte o zamn gerçek biz kalırız ortada.Sorun ve kaos olmaz.Kendimiz dahil olmak üzere kimseyi yargilamayiz.Boylece gerçek aşkla içimizdeki güçle ,yani Allah'a , Tanrı ile bir olabiliriz.Boylece saf enerji ile dolarız.Bir oluruz
güneş ve ay birbirine aşıktır ama zaman farkı nedeniyle bir türlü kavuşamazlar bu yüzden tanrı güneş tutulmasını yaratır ki insanlar imkansız aşk olmadığını bilsinler.
Tanrı insanın masumiyetini göstermesi için yüzüne gülümseme verdi, senin yüzündeki gülümsemeyi özenerek çalıştı. Öyle güzel gülümsemmişsin ki, tanrı bile yarattığı bu güzelliğe hayran kaldı. Belki bu yüzden seni benden aldı.... Bana sensiz dünyayı cehennem diye yaşattı.
Reklam
Bir japon efsanesine göre, güneş ve ay birbirleri seviyorlarmış, ama zaman farkı yüzünden buluşamıyorlarmış. Bu yüzden tanrı güneş tutulmasını yaratmış ki °imkansız aşk° diye birşey olmadığını bilsinler.
EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.