Teorileri bazen Spinoza'nın çözümlemelerine o kadar yakındır ki pek çok kişi Freud'a, filozofa borcundan yazılarında neden hiç bahsetmediğini sormaktan geri durmamıştır. Freud 28 Haziran 1931'de Lothar Bickel'e mektubunda bunu şöyle cevaplamıştır: "Spinoza'nın doktrinine ne denli bağımlı olduğumu kesinlikle kabul ediyorum. Adını özellikle anmam için sebep yoktu çünkü hipotezlerimi eserleri üzerine bir incelemeden değil onun yarattığı iklimden yola çıkarak oluşturdum"
Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun...
Biz dünyadan gider olduk kalanlara selam olsun Bizim için hayırdua kılanlara selam olsun Ecel büke belimizi söyletmeye dilimizi Hasta iken halimizi soranlara selam olsun Tenim ortaya açıla yakasız gömlek biçile Bizi bir arı vech ile yuyanlara selam olsun Azrail alır canımız kurur damarda kanımız Yayıcağız kefenimiz saranlara selam olsun Gider olduk dostumuza eremedik kasdımıza Namaz için üstümüze duranlara selam olsun Sözdür söylenir araya kimse döymez bu yaraya Götürüp bizi mezara koyanlara selam olsun .. Bunda hep gelenler gider asla gelmez yola gider Bizim halimizden haber soranlara selam olsun Âşık oldur Hakk’ ı seve Hak derdine kıla deva Bizim için hayırdua kılanlara selam olsun ..
Reklam
“Will you help me put the rest of my armor on?” I nodded and followed him into the cool of the tent, past the heavy cloth door that fell closed like a lamp blown out. I handed him bits of leather and metal as he gestured for them, coverings for his upper thighs, his arms, his belly. I watched him strap these things on, one by one, saw the stiff leather dig into his soft flesh, skin that only last night I had traced with my finger. My hand twitched towards him, longing to pull open the tight buckles, to release him. But I did not. The men were waiting.
Sayfa 164 - Harper Collins PublishersKitabı okudu
Doğrusu, şahsi çıkarlara dayanan bir sistemle insanlığın ıslah olacağını iddia etmek bence, hemen hemen... Buckle'ın* medeniyetin insanları yumuşattığını, bu sebeple onları daha az vahşi, daha barışçıl hale getirdiğini iddia etmesine benzer.
Sayfa 25 - *Henry Thomas Buckle, İngiliz tarihçisi, 1821'de Lec'de(Essex) dolmuş, 1862'de Şam'da ölmüştür.
HAYALET: Açıklamam yasak olmasaydı eğer Yaşadığım zindanın sırlarını, Öyle şeyler anlatırdım ki sana, Tek kelimesi aklını başından alır, Kaynayan kanını donduruverirdi; Gözlerin iki şaşkın yıldız gibi Fırlardı yuvalarından. O bukle bukle saçların ayrılıp birbirinden Diken diken kıllarına dönerdi Ürkmüş bir yaban kirpisinin. Ama et ve kandan kulaklara duymak yok Ruhlar dünyasının sırlarını.
Gözünün işlediği tüm cinayetlerden sonra Milyonlar ölünce sana da gelecek sıra Tüm güneşler - gerektiği üzere - battığında Ve bütün buklelerin toprağa yattığında Bu bukle olacak Müz’ün şöhret adayı Ve yıldızlar arasına yazacak Belinda’yı.
Reklam
1.000 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.