Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Güüüüü naaay dıııın
HIDIRELLEZ NEDİR? Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü,
Reklam
"O inkılap 1908'de yapıldı Mehmed" dedim incinmiş bir sesle. "O meclis 23 Nisan 1920'de değil, senin de çok iyi bildiğin gibi, 17 Aralık 1908'de açıldı... Ama kimse bunu hatırlamak istemiyor artık. Ülkenin hürriyet kavgası sanki 1919'da başlamış gibi davranıyor herkes... İstibdadın acımasız baskısına karşı yürütülen 30 yıllık mücadeleyi, bu uğurda ölenleri, zindanlarda çürüyenleri, sürgünlerde heba olanları herkes unutmuş görünüyor. Oysa kurtuluş harbimize katılanların hepsinin kökleri oraya dayanıyor. Bugün muvaffak olunan ne varsa, hepsinin temelleri o yıllarda atıldı. Yanlış anlama; daha sonra yaptığımız hataları görmezden gelmiyorum, bugünkü zaferi de küçümsemiyorum. Cumhuriyet hepimizin idealiydi, hepimizin çabasıyla kuruldu, ayrıca bu rejimi kuran insanlara saygı da duyuyorum. Şu kadim hakikati bilmez değilim: Tarihi yenenler yazar. Hep böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Bunu anlıyor ve kabul ediyorum... İnan, hiçbir itirazım yok... Hatta onları desteklemek gerektiğine de inanıyorum..."
Sayfa 88 - Yapı Kredi Yayınları "Şehsuvar Sami"Kitabı okudu
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
Atsız Affediliyor: Af kampanyası nihayet neticesini vermiş, yukarıdaki yazı, rapor ve dilekçeleri de gören Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 21 Ocak 1974 tarihinde Nihal Atsız'ı affetmiştir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı'nın imzalarının bulunduğu 13020 sayılı af kararının metni aşağıdadır: "1-Milli duyguları zayıflatmak için
-23 Nisan- Şiiri (Mehmet Arslan(Cumalı))
Bezenlendi her yeri, Sokak, cadde bayraklarla. Kepenkler çekildi bugün, İş yerinde kıvançlarla. Köy ve kentler çok canlandı, Dalga dalga halk sesinden Merkez, meydan aydınlandı, Bayrakların al renginden. Bu bayramı, bayram bilmek, Yurtta, dünyada her yerin. Çocuk bayramı var demek, Atatürk'ü sevenlerin. Gözlerim yolda her an, Bugün mutluyum inan. Coşarım her gelişinde, Yaşa var ol 23 Nisan!
Sayfa 138 - Ay YayınlarıKitabı okudu
Reklam
ATSIZ'DA TURAN TURANCILIK: Türkçülüğün ikinci kanadı Turancılıktır. Irkçılık, Türkçülüğün "iç davası", Turancılık ise "dış davası"dır. Atsız'a göre Turancılık "Türk Birliği"dir. Daha 1934 yılında yazdığı "Yirminci Asırda Türk Meselesi” başlıklı yazının birincisi "Türk Birliği" adını taşır. Ona
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Bayramları bayram gibi kutlamaktan çekinmeyin hepsi bizim :)
23 Nisan'ı çocuk coşkusu ve sevinci ile karşılıyorum. Çünkü 90 yaşına gelse bile saf sevinçten, eğlenceden, heyecandan ve coşkundan ödün vermeyenlerden oluyor görüyorum kendimi. Sebebi de öncelerde "Çocuk oluyoruz, genç oluyoruz, yetişkin oluyoruz ve de yaşlı oluyoruz. Birinden diğerine geçince neden öncekini yok sayıyoruz ki? Çocuk oldun ve nasıl bir şey olduğunu öğrendin, genç oldun ve nasıl bir şey olduğunu öğrendin. Öğrendiğin şeyi yerine göre kullanman gerekmez mi? Ya da yeni öğrendiklerin eskileri siliyor mu ki?.. Yaşlı olacak kadar yaşarsam; çocuksu bir neşeye ve meraka, gençliğin enerjisine ve sorgulamasına, yetişkinliğin tecrübesine ve olgunluğuna, yaşlılığın ise biraz aksiliğine ve tatlı konuşkanlığına sahip olmayı isterdim. Ve bayramları en çok bayram yapan çocuklar. O yüzden bayramlarda çocuk veya genç çocuk olacağım. Çünkü sade yetişkinlik çok sıkıcı. Çevremde yeterince sıkıcı var. Bir de yetişkinlik dedikleri şeylere bak. Bu ne, hiç benlik değil." diye düşünmüştüm. Mantıklı ve haklı buldum kendimi ondan öyle kabul ettim. Bugün bile 0'dan dakikalar ilerleyince bastıran uykum ve bitkin halim uçtu gitti. Yerine genç çocuk geldi çünkü: enerji, mutluluk, sevinç, duygulanma, gurur, sevgi, minnet vs. getirdi. Teşekkür ediyorum onlara. Yüksek enerji, huzur ve mutlulukla uyumak çok nadirse bunların eksikliğinden... 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız mutluluk ve sevgiyle kutlu olsun. 💛💙🤍❤️
794 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.