Oyunumuza başlayalım, bir daha oynamayacaktık hani? Bugün son. İskemleye oturdu, Roden’in Düşünen Adamı gibi, ama çıplak değilim. Aklından geçenleri yakalamaya çalışıyor. İnsanın aklından geçenleri üst üste, iç içe, yan yana, inceli kalınlı, uzunlu kısalı, kimi kere birbirini doğuruyor, kimi kerede içerdeki kalabalıkta uzaktan yakından ilgisi olmayan bir şey damlayıveriyor, giriveriyor araya, sonra da dallanıp budaklanıyor. İnsan, kendini bu oyuna bir kaptırdı mı deliliğe kadar yolu var. Oyunun bir kuralı da, aklından geçenlerden yetişebildiklerini ele geçirebildiklerini yüksek sesle söylemek. Yüzde birini yakalayıp söyleyebiliyorsun ancak. Saatlerce gördük gibi gelen düşlerimiz, gerçekte, bir an sürer.