Ulus mu, Millet mi?
Bugün birileri 'millet' yerine 'ulus terimini gelişigüzel kullanıyor mesela. Halbuki 'millet'in muhtevası ile 'ulus'un muhtevası, kullanıldığı bağlamlarda bile farklıdır. Mesela 'millet' terimi 'ümmet'i de içeren ihatalı bir İslamî terim olarak Türkler dışında Kürtleri, Arapları, Çerkezleri vs. de kapsadığı halde, 'ulus' Türk'ten başkasını dışlar ('ulusalcı-lık' denilince Türkiye'de sol milliyetçiliğin anlaşılmasında olduğu gibi). Dolayısıyla Türk milleti derken başka, Türk ulusu derken başka bir şeyi anlatmış oluruz... Şunu katiyetle söyleyebiliriz; terimlerimizle oynanmasının sebebi, kelimelerin bünyesindeki dinî tortuyu temizlemekti.
Sayfa 94 - İstanbul: Ketebe, 2021Kitabı okudu
Sovyetler Birliği çökünce periferik cumhuriyetlerden Rus şehirlerine bir akım olmuş, merkezi birimlerde önemli bir göçmen kitlesi oluşmuştu. Sadece Moskova'da bir milyondan fazla Müslüman yaşıyordu. Batı Avrupa'daki göçmen işçileri anımsatan bu kalabalıklar, yine Batı'dakine benzer kimlik sorunları yaşıyor, olumsuz tepkiler
Bugün annem öldü belki de dün bilmiyorum
Öncelikle bu kitabı tamamen farklı düşüncelerle aldım. Nasıl desem basit bir hikaye gibi beklemiştim. Kitabı okuduktan sonra Albert Camus'u tanımadığımı fark ettim. Kitapta karakterin etrafta yaşanan tüm her şeye kayıtsız olması, annesinin ölümü gibi büyük bir olayı bile umursamaması bir bakıma insanların arasında ölü gibi dolaşmasını ilginç buldum. Genel anlamda baktığımda yazarın absurdizm akımını kullandığı. Yaşamın tamamen boş olduğunu düşündüren bu kitabı keyifle okudum. Sonuna doğru kitabın karakterini kendime daha yakın hissetmeye başladım. Başlarda bu ne biçim adam ya derken, sonradan neden böyle olduğunu anladım. Yaşadığımız hayata hepimizin uzak olduğu, ölüm gerçeğinin kapımızı bir guny çalacağı bilincini yeniden zihnimde uyandırdı. Bence etki bırakan ilginç bir kitap. Okunmalı! 
Yabancı 
Albert Camus
