Modern Çağın Gün Tabağı
Uzun zamandır çalışmayan radyomu bugün fişe taktım bona, en sevdiğim şarkı çalıyordu. Sonra başka bir şarkı sonra tekrar başka bir şarkı bu bir süre böyle devam etti. Tek başıma vals yapıyordum. Bazen de kendi etrafımda zıplıyordum hayat bir süreliğine renkli ve sıcaktı. Güneş penceremde hiç batmadı. Sonra günlerden bir gün dışarda benim şarkımı bastıran sesler gelmeye başladı. Güneşim batmış radyom cızırdamaya başlamıştı. Kış gelmiş üşüyordum. Sevdiğim bütün şarkılar susmuştu Özenerek tabak hazırladım bona, yoğurt tatlıya değmesin diye tatlıyı kurabiyenin yanına koymuştum tabaktaki sarma en uygun yere koyulmuştu. Ona kalmaz diye önce onun tabağını hazırladım. Davet ettim gelmemişti zaten. Ben yine de tabağını yapmıştım. En azından alır eve götürür diye. O ise firmanın nasıl güzel yemekler hazırladığını anlatıp kendince beni reddetti. Halbuki onların en güzel mezeleri olsa ne olur Hiç bir yemek onu düşünerek yaptığım yemeğin yerini tutamaz. Diğerlerinin yemekleri orta malıydı. Ama benim domates salatam onun adına yapılmış spesyel bir yemekti. Özenle yerleştirdiğim tabağımı date kombinimle evde tek başıma yedim
"Sana bir kez daha tutuldum..."
Merhaba sevgili. Umarım güzel bir bayram geçirmişsindir. Ben İstanbul'daydım. Senin şehrinden, sana da zamanında bahsettiğim iki arkadaşımdan birisi geldi. Birkaç kez onunla buluştum, onun dışında tek başımaydım. Alıştım sevgili :)). Bugün yine bir şeylerin yıl dönümü. Yine kim bilir ne için yazmaya başladım değil mi sevgili, kim bilir o gün
Reklam
Veda
Saat onaltı ondokuz günlerden 15 Haziran Gün, yeryüzünde hiç bir acı yokmuşçasına güzel. Gökyüzü bu yılın en güzel mavisi Bulutlar maviliklerde süzülerek dünyayı tavaf etmekte Güneş, karanlığı aydınlatarak görevini yerine getirmekte... Gün böylesine güzelken yüreklerimiz bugün kalın örtülerle örtüldü. Sevilen ayrıldı dünyadan bugün Hem de ne
Günlerden Bir Gün
Dersin bittiğinin anlaşıldığı, yani sohbete başlanıldığı o zaman dilimindeyiz; konumuz da evrim. Ortalıktaki ve merak konusu olan
Sapiens
Sapiens
kitabının sahibi başladı önce. Şöyle dedi, "yani, evrimin direkt olarak maymunlardan geldiğimizi söyleyenler var ki baktığımızda Darwin'in teorisi buna örnek verilebilir ancak ben maymundan geldiğimize tabii ki inanmıyorum," dedi. "İnanmak" derken ne demek istedi bilmiyorum. Sohbette ben de söz sahibi olmak istedim çünkü para verip dersini alamadığım o hoca canımı yeterince sıkmıştı ve kitap okuyasım da gelmedi. "Bugün, bildiğimiz hayvanat bahçelerindeki maymunlardan evrimleşmedik ki," dedim. Hocamsa bu ilgim üzerime arayışta olup olmadığımı sordu. Benim hatam, başta anlamadım ve şöyle dedim: "Bilim ilgimi çekiyor ve arada evrime bakıyorum, evet. Haricindeyse araştırmalarım (kendimce arayış derken "araştırma"dan bahsettiğini düşündüm) daha çok fizik üzerine." Doğal olarak bundan bahsetmediğini söyledi. "Şu an değilsin anladığım kadarıyla," diye de ekledi. Birkaç garip ve alakasız şeyden daha bahsetti ve sonucunda Müslüman olduğum düşüncesine vardı. Ne rasyonellikti ama... :D Müslüman olunca evrime "inanılmaması" gerekiyormuş. Oysa evrimin savunuculuğunu yaptığım o derste Müslüman olup olmadığıma dair bir şey de söylemedim. (Ek: Toplu taşımalarda parfüm sıkarkenki motivasyonunuz her ne ise tamamen saçmalık.)
Geceye...
Eskiye dalıyor gözüm Dalmasın da ne yapsın. Bugün günlerden o gün Sanki döndün ayaktasın. Bak güneş batıyor işte Bir gün daha yakınız. Bu yağmur sensin işte Ordasın gökyüzünde. youtu.be/vYiQFClQPwY?si=...
KIRIK DÖKÜK HİKAYELER
2-KÜÇÜK BİR HATA BÜYÜK BİR CEZA Eskisi gibi aşkla bakmıyor. Bir şeyler olmuş ama ne olduğunu bir türlü anlayamadım. Son bir haftadır huyu suyu davranışları değişti. Sevgiyle bakan gözlerinden nefret ateşi fışkırıyordu. Yüzüme bakarken boka bakar gibi tiksindiğini fark ediyorumdum. Peki ama neden? Gayet güzel giden ilişkimize ne oldu? Onu
Reklam
310 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.