5.12.1934 Kadınlara Seçme, Seçilme Hakkı Verilmesi Sürecine Dair
günümüzden yaklaşık 100 yıl önce, 16 mart 1924 tarihinde ankarada I. meclis binasında saat 13:45te dönemin mebusları toplanır. mebusların toplanma nedenlerinden birisi de seçilecek olan mebus adaylarının taşıması gereken vasıfları belirleyip karar verme hususudur. bu hususta oturuma başkanlık eden tbmm reisi ali fethi (okyar) bey 10. ve 11.
Mareşal Fevzi Çakmak
Mareşal, "Dersim İslahı" için ilk aşamada şunları önerir: A — Ana yolların inşası B — Silahların toplanması C — Reislerin, bey ve ağaların, seyitlerin bir daha gelmemek üzere Batı Anadolu’ya gönderil­meleri D — Reisler alındıktan sonra halkın da en şerir olanların Dersim’den uzak ovalara şevki ve öz Türk köyleri içine dağıtılmaları, Dersim’de kalacak olanları da reislerden alınacak olan araziye bağla­mak teşkil eder. Mareşal Çakmak, Dersim’den çıkarılmaları gere­ken aşiret reislerinin adlarını tek tek saydıktan sonra ikinci aşamada da şu önlemleri sıralıyor: A — Düzeni sağlamak için dağ livası (iki alay­ dan oluşan askeri birlik) bulundurulması, B — Gereken yerlere blok havuzlar yapılması, C — İdari yapıyı yeniden düzenleyip iyileştir­mesi, D — Yerli memurların tümüyle çıkarılmaları, Dersim’e iyi memurların tayini, E — Yüksek memurlara adeta koloni İdarele­rindeki yetkilerin verilmesi, F — Propagandaya kuvvet verilmesi ve Türk­lüğün telkini, G — Kürtçe yerine Türk dilinin yerleştirilmesi için gereken bilimsel ve idari yetkilerin alın­ması. Mareşal Çakmak «özetle» diyordu: 1 — Dersim’de bugünkü durumun devamı teh­likelidir. Bu durumun devamı Dersimlilerin mane­ viyatlarını kuvvetlendiriyor, 2 — Dersimli okşanmakla kazanılmaz. Silahlı Kuvvetlerin müdahalesi Dersimliye daha çok tesir yapar ve iyileştirmenin esasını oluşturur, 3 — Dersim önce koloni gibi ele alınmalı, Türk toplumu içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra ve yavaş yavaş öz Türk hukuku uygulanmalıdır.
Reklam
1 Eylül 1919 günü Erzincan'dan Sivas'a doğru yola çıkılmak üzereyken, "Dersim Kürtleri boğazı tutmuşlar. Tehlike var. Geçilemez." haberi gelir. Atatürk tehlikeyi göze alıp yola devam kararı verir, ancak bazı korunma tedbirleri de aldırır. Nutuk'ta, delice bir cesaret olarak görünebilecek olan bu kararı niçin aldığını şöyle anlatır: “Bu tertip ve tarzı hareketi, mâkul ve emniyetli görmiyenler bulunabilir. Gerçi bu tarihlerde Elâziz (bugünkü Elazığ) Valisi Ali Galip Beyin Dersim'de dolaştığı ve bazı tesvilât (aldatmaca) ve tertibata çalıştığı malum idiyse de izah edeyim ki, ben, evvelâ hakikaten Boğazın tutulduğuna kani olmadım. Bunu, hükümeti merkeziyenin mümaşatkârı (yoldaşları) olabileceğini tahmin ettiğim bazı kimseler tarafından, mahza (sadece), beni tevakkufa (durmaya) mecbur etmek için tasnif edilmiş (uydurulmuş), bir plan telâkki ettim. Saniyen (ikinci olarak), Dersim Kürtleri Boğazı tutmuşlarsa, bunların alabilecekleri tertibatın, uzak tepelerden yola ateş etmekten ibaret kalması, bence, çok muhtemel idi.”
Sayfa 454 - İş bankasıKitabı okudu
'Çözülme'
"Bir şey sadece 'masal' olduğu için değersiz olmaz.. Masallar içeriklerinin gerçekliğinden bağımsız olarak -işlevsel olduğu sürece- değerlidir. İşlevsel masal hayata bir anlam, topluma ise bunun üstünden bir kimlik ve hukuk verir, üyelerinin yaşamda kalmasını sağlar. Bir sebepten bu fonksiyonları yerine getiremeyen masallar çürümeye başlar ve içlerinde kök saldıkları toplumu da çürütürler. Üyelerinin kalitesiz yaşamasına, sakatlanmasına hatta ölmesine sebep olurlar. Toplumsal eşitsizlik, yıkım ve sömürü için meşrulaştırma aracına dönerler. Bu tip masallar tasfiye edilmelidir. Yerine içinde yaşanılan çağın ekonomik, siyasi, kültürel gereklerine uygun yeni masallar türetilmeli ve siyasi erk eliyle hakim kılınmalıdır. Masalsız toplum olmaz.. Bizim trajedimiz çağın en problemli, en işlevsiz ve en maladaptif* masalıyla karşı karşıya olmaktan kaynaklanıyor. Alternatif masalı kurmak gerek, tüm masallar böyle başlar ve önce seçkinler arasında yayılır. İki nesil sonra halk kitlelerine nüfuz eder. Zor fakat imkansız değil." (Alıntı) 'Farkında' olan birinden önemli olduğunu düşündüğüm yukarıdaki ilginç değerlendirme bugünkü dersim olur.. - Bir toplumun kuşaktan kuşağa aktarılarak genetik hafızasında yer tutan efsaneleri, mitleri, travmaları, sevinçleri unutulmaya başlarsa toplumsal çözülme kaçınılmazdır. Böyle topluluklar, ırkı, adı sanı belli olmayan kalabalık yığınlar olarak tarihten silinir gider... Örnekleri çoktur, araştırılmaya değer..
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Tarihin Kara Lekesi
Okurken o kadar çok gelgitler yaşadım ki, yazarın söylediği her şey kafamda şüphe uyandırdı. Okurken çok sorguladım, çok bocaladım. Bugünkü Tunceli, Bingöl, Erzincan ve Elazığ'nın olduğu bölgeye Dersim deniliyordu. Dersim'de katliam oldu mu? İşte en çok merak ettiğim ve okurken kafamdaki birçok soruyla da boğuşma imkanı bulduğum ve sonuç
Dersim İsyanları
Dersim İsyanlarıAhmet Tahir Can · Tutku Yayınevi · 201710 okunma
Dersim, bugünkü "Tunceli“yle sınırlı olmayan, bir ucu Sivas'a, diğer ucu Erzurum ve Van'a uzanan, oldukça geniş bir coğrafyanın ismi.
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
Seyit Rıza, adı üstünde bir seyittir. Yani bir tarikat lideridir. Bu açıdan bugünkü fethullah Gülen'den ya da said-i kürdi 'den, şeyh Sait 'ten ya da Menemen gerici ayaklanmasini gerçekleştiren derviş Mehmet 'ten pek bir farki yoktur. Tek farkı Sünni değil alevi olmasıdır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Bu hayatta en özendiğim insanlar asla pes etmeyenler. Ben hayatımın her evresinde yapamıyorum bunu, stresime yenik düşüyorum bazen. Ama öyle insanlar görüyorum ki Allah göstermesin benim başıma gelse yataklara düşeceğim olayları cesaretle göğüslüyor, düştükleri yerden sanki hiç düşmemiş gibi daha da güçlü kalkıyorlar. Benim burun kıvırdıklarımı bir fırsat olarak görüyor ve deniyorlar. Başarısızlık onları tökezletmiyor, hemen yeni bir yola giriyorlar başarılı olma umuduyla. Bu bana gereken bir yaşam biçimi, bunu fark ettim. Bunun için önce stresimi dizginleyeceğim, sonra kendi değerimin farkına varacağım. Bu da bugünkü dersim olsun.
241 syf.
·
Not rated
·
Read in 28 hours
Bu kitabın Iyi anlaşılması için yazarıyla yapılan röportaj ı incelemeye koymayı uygun gördüm Herkese iyi okumalar.. Yazar – Şair  Nesimi Aday’ın Dersim Gazetesi’nde Yazar Faik Bulut ile yaptığı ‘Horasan’dan nasıl geldik?’ kitabına ilişkin yaptığı röportajın tamamını olduğu gibi yayınlıyoruz. Türkiye’deki Alevilerin çoğu ve Dersimlilerin
Horasan Kimin Yurdu?
Horasan Kimin Yurdu?Faik Bulut · Berfin Yayınları · 200915 okunma
Dersim’in 1892'de tespit edilen, Hozat merkez ilçe olmak üzere, Ovacık (Pulur), Çemişgezek, Çarsancak (Peri, Karaçor), Mazgirt, Nazimiye (Kızılkilise) ve Pah (Kocakoç) kazalarından oluşan statüsü 1936 yılına dek geçerliliğini korur. Bugünkü Tunceli sınırları içinde yer alan Pertek ilçesi ise 1927 yılma dek Çarsancak'a bağlı bir köy durumundaydı. 1927’de Elazığ'a bağlı bir ilçe durumuna getirilen Pertek, 1936'da Dersim yerine yeni kurulan Tunceli vilayetine bağ­ lanır.
Sayfa 103 - Yön yayıncılık 1994-Kitabı okudu
Reklam
Mareşal çakmak özetle: Dersim’de bugünkü durumun devamı tehlikelidir. Dersimle okşanmakla kazanılmaz. Silahlı kuvvetlerin müdahalesi Dersimliye daha çok tesir yapar ve iyileştirmenin esasını oluşturur. Dersim önce koloni gibi ele alınmalı, Türk toplumu içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra ve yavaş yavaş Türk hukuku uygulanmalıdır.
Kürtler ve Ermeniler arasında politik açıdan her zaman eşitsiz bir ilişki olagelmiştir; Ermeniler genellikle ekonomik açıdan sömürülmüş ve Kürt aşiret liderleri tarafından pek çok kıyıma uğratılmışlardır. Bu baskıdan kaçmak için bilinmeyen sayıda Ermeni 19. yüzyılda Müslüman olmuş ve Kürt kimliğini benimsemiştir. 20. yüzyılın başlarında Dersim (bugünkü Tunceli) bölgesini ziyaret eden bir Avrupalı, birçok Alevî’nin son zamanlarda Ermenilikten dönmüş olduğunu kaydeder
272 syf.
·
Not rated
Çağın Harikası: Bediüzzaman...
… Gençlik ve gençliğin önemi diye başlayan paragraf bitti. Rehber ve rehberin önemi diye başlayan paragraf bitti. İlk iki paragrafın öncesini aklınızda şekillenen nesnel anlamlar teşkil ediyor. [Hoş geldiniz, merhabalardan bir demet. ≈)] Gelelim “üstada". Bu adam kim, ne umuyor da gençliğe rehber oluşturmuş, derdi neymiş, yolu neymiş,
Gençlik Rehberi
Gençlik RehberiBediüzzaman Said Nursî · Envar Neşriyat · 02,904 okunma
Kürtler ve Ermeniler arasında politik açıdan her zaman eşitsiz bir ilişki olagelmiştir; Ermeniler genellikle ekonomik açıdan sömürülmüş ve Kürt aşiret liderleri tarafından pek çok kıyıma uğratılmışlardır. Bu baskıdan kaçmak için bilinmeyen sayıda Ermeni 19. yüzyılda Müslüman olmuş ve Kürt kimliğini benimsemiştir. 20. yüzyılın başlarında Dersim (bugünkü Tunceli) bölgesini ziyaret eden bir Avrupalı, birçok Alevi'nin son zamanlarda Ermenilikten dönmüş olduğunu kaydeder.
Kadınların tiyatrolarda rol alması sağlanır. Bunlarla da kalınmaz, model şahsiyeder yetiştirilir[121]. Bu amaç doğrultusunda olmak üzere, Mustafa Kemal bazı kız çocuklarını evlat edinir ve onlan arzuladığı tarzda eğitir. Erkeklerle bir arada ve erkeklerden farksız olacak şekilde onları topluma dahil eder. Birisi (Afet İnan) Avrupa’ya eğitime gönderilir ve genç yaşında Ankara Üniversitesi’nde tarih profesörü yapılır. Bir başkası (Sabiha Gökçen) ise bir pilot olarak yetiştirilir. Hatta Dersim isyanında kullandığı uçağıyla isyancı­ların üzerine bomba yağdırarak aldığı eğitimin hakkım verir[122]. Ayrıca, Avrupa’ya ne kadar modern olunduğunu göstermek için Meclise kadın milletvekilleri seçtirilir.[123] 121 Bkz: Özakman, Turgut, “Türk Tiyatrosu ve Atatürk”, s. 1053-1062 122 Ahmad, Modem Türkiye’nin Oluşumu, s. 126; Doğramacı, “Atatürk ve Kadın”, s. 105; Göksel, “Atatürk ve Kadın Haklan”, s. 231, 232 123 Cumhur, “Türk Kadnıyla İlgili Sorunlar”, s. 729; Hüner, “Türk Kadınının Geçirdiği Evrimin Tarihçesi ve Bugünkü Durumu”, s. 169
Sayfa 161
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.