Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Efendimiz ﷺ şöyle buyurmuştur:
Sevdiğini haddi aşmadan sev, umulur ki bir gün buğuz ettiğin biri olur.
Bütün düşmanlık; buğuz, haset, kibir, kendini beğenme vs. fiillerin tevhidini bilememekten kaynaklanır.
Sayfa 76
Reklam
"Allah'ı zikir ede ede ağzınız aşınsa, namaz kıla kıla kametiniz eğilse, oruç tuta tuta damarlarınız kuruyup birbirine yapışsa, cennete giremezsiniz.! Ta ki Allah'ın dostlarını dost bilip sevmedikçe, düşmanlarını düşman bilip buğuz etmedikçe.." Hz. Ömer (ra)
“İnsan inanmadığı bir şeyin peşinden koşmaz. Dünyayı değiştirecek sözcükleri cebime koymadım henüz. Ama ben bu ülkede nefes aldığım sürece, devenin karıncaya olan üstünlüğüne elimle isyan edeceğim. Elimi bağlasalar dilimle isyan edeceğim. Dilimi de bağlasalar o zaman gözlerimle isyan edeceğim. Onu da kapattıklarında bu defa içimden onlara buğuz edeceğim.”
Duayla pasif direniş…
Müslümanlar kötülüğe engel olmakla yetinmez, iyiliği de inşa etmekle sorumludurlar. Hadisi şerif kötülük karşısında Müslümanlara üç şekilde görev verir."Sizden biriniz bir kötülük gördüğünde onu eliyle düzeltsin/ değiştirsin; buna gücủ yetmezse diliyle engel olsun; buna da gücü yetmezse kötülüğe kalbiyle buğz etsin ki bu, imanın en zayıf hâlidir:" İslâm âlimlerine göre hadisi şerifte kötülüğe eliyle engel olacak kişiler, devlet erkini kullananlar ve yargı organlarıdır. Bu hadiste "el,silah dâhil bütün yaptırım araçları anlamında kullanılmıştır. Kim ki bu yetkinin gereğini yapmıyor da açıklama, dua veya kalbi buğuzla yetiniyorsa onun imanı zayıftır. Diliyle kötülüğe engel olmakla sorumlu olanlar ise ilim adamları, (medya) kalem ve kelam sahipleridir. Onlar da kalemi ve kelamı suskunluğa terk edip sadece kalben buğuzla yetiniyorsa onların da imanı zayıftır. Kalple buğuz görevi, bu iki kesimin dışında kalanlara, yani yetkisiz kişilere ait bir ameldir.Sadece onların imanı kuvvetlidir fakat ellerinden buğuzdan başka bir şey gelmemektedir. Buradan anlıyoruz ki eliyle düzeltme gücüne sahip olanlar; kınamakla, protesto etmekle görevlerini yapmış sayılmazlar. Muhit 2024 şubat
Sayfa 40 - İstle karşı duayla pasif direniş/Kamil Yeşil
Senin tasarrufun altında bulunan her şey :- altın , gümüş, ev, bark, kap -kacak, sergi, çocuklar , zevce, kitaplar , hizmetçiler ve diğerleri sen gerçi bunların maliki ve sahibi olduğunu zannedersin, biri elinden çıksa üzülür, azap çekersin. Lâkin bu hareketin senin bilmezliğinden ileri gelir. Bilmiyorsun ki onlar seferberdirler. Tek tek ya da çifter çifter, ya da daha çok olarak çeşitli taraflardan geldiler, sana kondular ve seni menzillerinden bir menzil yaptılar. Sonra geldikleri gibi seni bırakıp ne için yaratılmış ve fenaları nerede mukadder ise onu aramak maksa­diyle gittiler. Eğer bunu bilmezsen, kalbini bunlardan birine yahut çoğuna bağlarsın veyahut sen istemeden elin­den çıkmış, başkasının eline geçmiş olan şeyin, yine senin olmasını temenni edersin veya arzu ettiğin şey olmazsa tasalanırsın ve buna sebebolana kin bes­ lersin işte bütün düşmanlık, buğuz hased, kibir, ken­dini beğenme ve benzeri şeyler, hep fiiller tevhidi­ ni bilmemekten ileri gelir. Ama bunu bilen ve elini ister kendi tasarrufundan ister başkalarının tasar­rufunda bulunsun, kendisinin olmıyana uzatmıyan ve onun sevgisini kalbinden söküp atan kimse, zik­redilen ıstıraplardan kurtulur, rahat bulur:
Reklam
Bir gün ashâbıyla birlikte otururken Hz. Peygamber"in mübarek ağzından şu sözler dökülür: “Allah"ın şehit ya da peygamber olmayan öyle kulları vardır ki kıyamet gününde Allah"a olan yakınlıkları nedeniyle peygamberler ve şehitler onlara gıpta ederler.” Bu sözü işiten sahâbîler bir anda kulak kesilip merakla sorarlar: “Kim bunlar, yâ Resûlallah?” Ashâbın dikkatini toplayan Allah Resûlü şu açıklamayı yapar: “Bunlar, akrabalık ya da aralarında dönüp dolaşan bir maldan kaynaklanan çıkarları olmaksızın, sırf Allah için birbirlerini seven insanlardır. Onların yüzlerinde bir nur vardır ve onlar hidayet üzeredirler. İnsanlar telaşa düştüklerinde onlar korkuya kapılmazlar, insanlar hayıflanırken onlar üzülmezler.” Allah Resûlü bu sözlerinin ardından, “Haberiniz olsun, Allah"ın sevgili kullarına korku yok. Onlar üzülecek de değillerdir. ” âyetini okur. Elbette, “Benim rızam için birbirini sevenler nerede! Sığınacak hiçbir gölgenin bulunmadığı bugün, ben onları arşımın gölgesinde ferahlatacağım.” muştusundan haberdar olan ve bunu hayatları boyunca ilke edinmiş olan Müslümanlar, bekledikleri o günde tasalanmayacaktır. Zira onlar, imanın en güçlü tutamağı olan, Allah için sevmeyi ve Allah için buğuz etmeyi başarmışlardır. Onlar, Allah için birbirlerini sevdiklerinden dolayı bir araya gelirler ve bu hâl üzere dağılırlar.
Sayfa 353Kitabı okudu
Biz Müslüman olarak Allah için sevmeyi bildiğimiz gibi Allah için buğuz etmeyi de bilmeliyiz. Yoksa terazinin ayarı bozulur katiller maktulden daha mağdur görünür.
Rızâ-i şerîf üzere ilerleyelim. Şimdi neyi arayalım biliyor musunuz? Burada veya başka yerde okuduğumuz veya dinlediğimiz ilimlerin kendimizde tatbikini bulmayı arayalım. Öğreniyoruz, dinliyoruz da niçin okuduğumuz gibi olmuyoruz? Onun illetini arayalım. Sonra bize âhirette derler: "Sen böyle biliyordun da niye böyle yapmadın?!” Medîne-i Münevvere'de vukû bulan bir zuhûratta buyuruldu ki: 1) Çok tevbe ve istiğfar ediniz. 2) Katiyyen gıybet etmeyiniz. 3) Söz taşımayınız. 4) Kur'ân-ı Kerîm'i çok okuyunuz. 5) Nâfile ibadetlere devam ediniz. 6) Emr-i bil-ma'rûf, nehy-i ani'l-münker yapınız. 7) Aranızda birbirinize karşı hiç buğuz olmasın. 8) Tarikat derslerini illa tamamlayınız.
Huzeyfet'übnü Yeman'a sordular: "Hayatta olduğu halde ölü sayılan kişiler kimlerdir? "Huzeyfet'übnü Yeman, "Gördüğü kötülüğe eli ve dili ile mani olmayan veya kalbi ile buğuz etmeyen kimselerdir" buyurdu.
Sayfa 30 - AlfaKitabı okudu
215 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.