Elazığlı bir delinin (veli) Allah'a mektubu
“Ben dünya kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden;  İsmi önemsiz, cismi değersiz, Çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, Ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakim’inin Dergahı Uluhiyetine son arzuhalimdir..! Ben gam (dertlilik)
Yaşamak çarpısı derlerdi buna, yaşamak çarpıntısı. Ne acelemiz vardı? Kime kavuşacaktık? Yokuşu göze almak mı? Niçin? Bir geçit nereye açılmak için gerekti bize? Susmak bilmiyordu tepemizde ses, saklı ve açık: Tamamla çabuk! Çabuk bitir! Hadisene! Sese bühtan etmedi aramızdan hiçbiri değil mi ki hepimiz işaretli ve yarım dünyaya sarkık.
Reklam
Hak etmedikleri halde mümin erkek ve mümin kadınları incitenler apaçık bir bühtan ve günah yüklenmiş olmaktadırlar.. Ahzâb - 58
Nuh'un gemisine bühtan edenler Yelken açıp yel kadrini ne bilir Ol Süleyman kuş dilini bilirdi Her Süleyman dil kadrini ne bilir... -Karacaoğlan
Boşver kalbim, "Ihlamurlar çiçek açtığı zaman" dediğinde şair, ıhlamurların aslında çiçek açmadığını bile bühtan edenler oldu. Oysa o çiçek "Bahar"da açar muhakkak..
Değil Mi? - Ulu Tanrım, akıl ermez sırrına, Bin bir ismi hakta pinhan edersin. İçirirsin sabrın peymanesini, Hikmetini sonra ayân edersin. Gizlenirsin bir nüvenin içinde,
Reklam
222 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.