Birkaç güzel cümle dışında kitaptan gerçekten zevk almayan az sayıdaki kesimden biriyim bende. Bildiğim kadarıyla bir otobiyografi kitabı idi. Bukowski’nin çocukluğu, gençliğini ve ailesini ele aldığı kitap.
Henry’nin sürekli dayak yemesi, çekilmez çocukluğu, ergenliği, yalnız, ve başıboş oluşu. Acı, sefalet , yaralar ve intihar düşüncesi. Şöyle söylüyor Bukowski “İntihar? Tanrım çaba gerektiriyordu”.
Kitabın harika olduğunu savunamayacağım, üzgünüm. Belki de acı gerçeklerin bu kadar sade, yalın ve abartısız bir şekilde yazılması dokundu, bilmiyorum.