Anlatacaklarım var ve Kapalı Kapılar Ardında kitaplarının yazarı.
Bir şair, sarayının külleri arasında oturan ve bu küllerden bir mana çıkarmaya çalışan devrik bir kraldır/Halil Cibran
Bugün yine hatırlar gibi oldum
Akşam güneşinin güzelliğini
Martıların sesini
Bir deniz kıyısında
Birbirimizi nasıl özlediğimizi.
Görüyor musun bak
Her şey eskisi gibi.
Ellerini masaya koy ve cevap ver. Ne durumda olduğunu görmek istiyorum. Zira insan olarak çok kötü gözüküyorsun. Berbat bir haldesin. Seni bu hale getirmek ne kadar sürdü bilmiyorum ama bu çabanın meyvesini görmek midemi bulandırıyor.
Gözlüklerim nerede?
Sanırım biraz sansüre ihtiyacım var. Yeterince anladım seni.
Acıdım da biraz. Ama artık yeterince iyi değilim. İyi görmüyorum.
Müsaadenizle burada bırakıp gidiyorum.
Düşünüyorum da aklının ucundan bile geçmiyorumdur, sesim
yoktur kulaklarında; sözlerim bulunmaz hafızanda, olmayan bir
hikayenin viranesiyimdir sadece. Ben nice mektuplar yazdım sana,
okursun diye; o gözlerin ile bakar, ellerinle dokunursun bize diye
ama hiç okumadın, eline geçmedi, geçemezdi de zaten. Çünkü sen
kalbinden okuyamazdın, senin halet-i ruhiyenden geçmezdi tefsirler;
boş bir hayali yaşatmak için yazılamazdı onca şey, fakat ben yazdım.
Ben sana yazdığım her mektubu gün be gün okuyorum,
bir tek sen okumuyorsun;
ben seni yaşatıyorum, lakin gel gör ki sen yaşamıyorsun.