Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, aklımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz,bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız,kulli iyiliğe katkılarımız?
Sayfa 31 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
“Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, aklımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?”
Sayfa 31 - Aliya İzzetbegoviçKitabı okudu
Reklam
"Biz kendi ilim adamlarimizi tanimazken, batı ilim dünyası onları seneler önce tanımış ve kendilerine rehber edinmişlerdir. Kendi buluşlarımız bugün Avrupalı bilginlerin buluşları imiş gibi bize öğretilmektedir."
En güzel buluşlarımız gerçeklik tarafından çalınır.
Her taşın altından çıkan Kapitalizm!
Batı dünyamızda yeni ve özel bir sorunla karşılaşıyoruz; eros ve teknoloji arasındaki savaş. Seks ve teknoloji arasında savaş yoktur: Teknik buluşlarımız sek­sin, doğum kontrol hapları ve nasıl-yapılır kitaplarıyla ka­nıtlandığı gibi, güvenli, kolay bulunur ve verimli olmasını sağlar. Seks ve teknoloji “uyum” elde etmek için güçleri­ni birleştirirler; hafta sonunda gerilimin tamamen boşaltıl­masıyla, pazartesi günü düğmeleri ilikli dünyada daha ra­hat çalışabilirsiniz.
Sayfa 118 - Okyanus YayınlarıKitabı okudu
Uzlaşımcı felsefenin çıkışının, dünyanın, doğa yasalarında kendini gösteren inanılmaz yalınlığına duyulan merak olduğunu sanıyoruz. Gerçekçilerin düşündüğü gibi, doğa yasaları dışarıdan bakıldığında fazlasıyla biçimsel olan dünyanın içindeki yalınlığı ortaya çıkarsaydı, bu yalınlık, anlaşılmaz ve şaşırtıcı olacaktı. Kant'ın idealizmi bu yalınlığı, yasaları doğaya zorla benimsetenin anlığımız <Verstand> olduğunu söyleyerek açıklamaya çalışmıştır; benzer ancak daha kararlı olarak uzlaşımcılar bu yalınlığı anlığımızın yaratıcılığına dayandırmaktadırlar. Onlara göre yalınlık, doğayı etkileyen [ve böylece doğayı yalınlaştıran] akılcı yasaların bir ifadesi değildir; çünkü yalın olan doğa değildir: Yalın olan yalnızca doğa yasalarıdır. Bunlar ise kendi özgür yaratıcılığımız, buluşlarımız ve kararlarımızdır. Uzlaşımcılara göre doğa bilimleri, doğanın bir imgesi değil, salt kavramsal bir yapıdır. Bu yapıyı belirleyen, dünyanın özellikleri değil, yapay, bizlerce yaratılmış kavramlar dünyasının özellikleridir; örtük tanımlandığında, bizim belirlediğimiz doğa yasalarıdır. Bilim de yalnızca bu dünyadan söz eder.
Sayfa 102 - YKYKitabı okudu
Reklam
Zeka ve bilimsel buluş dediklerimizin geçmişte, yaşam savaşında üstünlük sağladıkları hiç kuşkusuz doğrudur. Ama bunun hala geçerli olduğu pek açık değil: bilimsel buluşlarımız pekala hepimizi yok edebilir, yok etmese bile, eksiksiz birleşik kurama erişmemiz, yaşamımızı sürdürebilme olasılığımızı pek değiştirmeyebilir. Ama evrenin evriminin belli kurallara uyduğu düşünülürse, doğal seçimin bize bağışladığı akıl yürütme yetisinin eksiksiz birleşik kuramı bulmada ve bizi yanlış sonuçlardan uzak tutmada da geçerli olacağını umabiliriz.
Sayfa 33 - Milliyet YayınlarıKitabı okudu
- Benzetmeyi koruyacak olursak, bu kez doğal değil de kültürel bir ayıklanmadan söz edebilir miyiz? - Sanıyorum. Buluşlarımız doğadaki mutasyonlarla eşdeğerli. Bu teknik ve toplumsal evrim, Darwin'in biyolojik evriminden çok daha hızlı ilerliyor. İnsan yeni "türler" yaratıyor: Telefon, televizyon, araba, bilgisayar, uydular ...
Çocukluk, gerçekte, her ne kadar belirsiz ve dünya ile kurduğumuz ender ilişkilerden (ilk ilişkilerimizden) meydana geliyorsa da, önemli buluşlarımız arasında uzun duraklamalar olduğunu bildiğimiz için, geriye baktığımızda bize oldukça uzun görünür.
Sayfa 178 - Can ModernKitabı okudu
Reklam
" Kendi kendine üreyen organizmaların bulunduğunu herhangi bir toplulukta değişik bireylerin kalıtsal malzemelerinde ve yetiştirilmelerinde farklılıklar olacaktır. Bu ayrımlar bazı bireylerin çevrelerindeki dünyaya ilişkin daha doğru sonuçlar çıkarma ve buna uygun davranmada diğer bireylerden daha yetenekli olacağı anlamına gelir. Bu bireyler yaşam savaşını daha büyük bir olasılıkla kazanıp üreyecekler ve onların davranış kalıpları ve düşünceleri baskın olacaktır. Zekâ ve bilimsel buluş dediklerimizin geçmişte, yaşam savaşında üstünlük sağladıkları hiç kuşkusuz doğrudur. Ama bunun hâlâ geçerli olduğu pek açık değil: bilimsel buluşlarımız pekala hepimizi yok edebilir. Yok etmese bile, eksiksiz birleşik kurama erişmemiz, yaşamamızı sürdürebilme olasılığımızı pek değiştirmeyebilir. Ama evrenin belli kurallara uyduğu düşünülürse, doğal seçimin bize bağışladığı akıl yürütme yetisinin eksiksiz birleşik kuramı bulmada ve bizi yanlış sonuçlardan uzak tutmada da geçerli olacağını umabiliriz. "
Sayfa 30 - Milliyet Yayınları 1989Kitabı okudu
Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla veya çoğunlukta oluşuyla övünmek; bir adamın şişmanlığıyla böbürlenmesine ve aldığı yeni kilolara sevinmesine benziyor. Barışa, düşünceye ve ilmî başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Bize manevi sağlamlık temin edecek bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, insanlık ailesine katkılarımız hani? (Aliya İzzetbeggoviç)
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.