kırk yıldız doğmuş kırk canlı camdan kırk yıldız
bir kilise geldi höst dedi eski zaman biçimi
önümüz sıra orospular uzamış yalnız yalnız
kilise salınır durur bir külah beş külah
bir roman okumak arzusu sardı mı içimi
esaslı bir kitap almalı mutlaka yarın sabah
üstüne düşüp bitirmeli uykusuz duraksız
ulan dedim abdullah herif kızdı bas git dedi
ayın on dördü döndü dürüldü girdi koynuma
kırk canlı camdan kırk yıldızı iyon'a doğru çekildi
mırç'ın tavanarasında bir de çin çayı içtik
bir rezalet ki birader kulak verme adına
işbu şiire b'yle başladık i'yle bitirdik
okudu kimi beğendi kimi hiç beğenmedi
ne bal gözlü kızlar geçti en altın gözlü
dudaklarını yazayım dedim gözlerini yazdım boşuna sekseni bayılıp cıgara aldık tuzlu mu tuzlu
dumanları aya tükürdük seksener seksener