AH BİRSEN
Habersiz geldin hoşgeldin, Hoşgeldin daha ne denilebilir? Hiç bilmedim böyle mutlu olabileceğimi, Hiç bilemedim aşık olup pişecegimi. Sen hoşgeldin, Vallah billah hoşgeldin. Şimdi bilemem ki ağlanır mi gülünür mü buna? Şimdi bilmem ki nasıl sarılırım sana? Ben hep şiirleri kendi kendime, Hep yazıp dururken. Kendi hâlimde biriyim sanki ben, Nasıl, ne ettiysem sen benim gönlüme hoşgeldin. Unuttum binlerce güzel lafımı, Daha ne kurabilirim? Yalanı hele ki hiç süsleyemem, Hadi benim heyecanıma var. Ama sen kurguladığımdan çok, Hayallerimden bayağı çok güzelsin. AYKUT BARIŞ ÇELİK
hahaaha buldum işte buna gülünür :D
Gönderi kullanım dışı
Reklam
Buna gülünür ama :) Zengin bir Arap Şeyhi acilen kalp ameliyatına geçirecekmiş. Doktorlar ameliyat sırasında gerekeceğinden kan bankasından kan istemişler. Ancak kan bankasında hiç 0Rh- kan kalmamış. Mâlum nadir bulunan bir kan olunca, durum da acil olunca hastane personeli ve yatan hastaların yakınlarının dosyaları incelenmiş. Yahudi bir hasta yakını uyumlu kana sahipmiş. Rızası ile kan alınıp, ameliyat başarıyla gerçekleşmiş. Ameliyattan sonra Arap Şeyhi, kendisine kan veren yahudiye; bir teşekkür notu ile beraber müthiş bir otomobil ve bir milyon dolar para göndermiş. Arap Şeyhi, taburcu olduktan birkaç gün sonra komplikasyonlar olmuş ve bir kere daha ameliyet olması gerekmiş. Arap Şeyhi’nin tekrar ameliyat olması gerektiğini duyan Yahudi hemen hastaneye gelmiş. Yine kan vermiş ve Arap Şeyhi ameliyat edilmiş. Ameliyattan sonra Arap Şeyhi bu defa kendisine kan veren yahudiye; bir teşekkür notu ile bir paket baklava yollamış. Çok daha kıymetli hediyeler ve para bekleyen Yahudi çok büyük hayal kırıklığına uğramış. Bu kez Arap Şeyhi’nin notuna bir cevap yazıp, münasip dille; “Neden bu kadar cimri davrandığını?” sormuş. Arap Şeyhi’nin yanıtı gecikmemiş: – Ya habibi, gözümün nuru! Sen de biliyorsun ki artık "damarlarımda yahudi kanı dolaşıyor!"
Yüzümü toprağa dökmekten bunu da sürekli yeniden keşfetmekten hoşlanmıyorum. Radyoda yarıda kalan şarkıların içimde sürüklenmesi, içime doğan Güneş'e yüzünü çeviren bir çiçek mi? Yoksa o Güneş'e kanat çırpan bir kuş mu? Beni büyüten. Buna gülünür mü? Yoksa yüzünden süzülür mü? Sorusuna cevap bekledim aynalardan. Kırılıp yürünür mü mezar taşı gibi aynalara. Yol güzelse yürünür elbet. Yürüdüm. Sonrasında güç bela buldum burayı. Yenmiş tırnaklarım, parmak aralarımı mesken tutan sigaralarım, selam verip yüzüme bakan kaldırım taşları, ceplerime doldurduğum şarkılar, yüzümdeki yabancı maskelerle... Ben buyum! Diyebildiğim yerde büyüsüne tutulduğum denizin kıyısından, küçük yaşta büyüyen çocukluğuma... Merhaba. ) H Berk S (
Protez kol öpmeye devam, bulursunuz yenisini nasıl olsa!
Şehit cenazesinde göremediğimiz, herhangi bir tecavüze, haksızlığa, hırsızlığa karşı asla ama asla bir araya gelmeyen faydasızlar! kendilerini bir dinin kurtarıcısı falan sanmıyor mu.... Gülünür ancak buna. Önemli olan kalabalığınız değil topluma faydanız var mı acaba zerre kadar?!
Annem yılbaşına yakın ağzından kaçırdı - "ikramiye vermiyorlar mı?" dedi. Güldüm buna gülünür tabi şu vahşi kapitalist sistemde ve dedim ki; -Tamam işte sorun bu anne, sizin kuşağınız bu ülkeyi hala 70'ler 80' ler gibi zannediyor. İş hayatını, sosyal yaşamı hep öyle sanıyorsunuz. En önemlisi evlilikleri de böyle sanıyorsunuz.Eskisi gibi... |e.ç.
Reklam