Karınca Kumu
Kardeşim, biriciğim Bazı yaralar yararlıdır buna inan, Bazı yaraların ortasından küçücük bir el, Sanki geçmişine çiçek uzatır, Bazı yaralardan sızan kanla, Tüm geleceğin yıkanır. Bazı yaralar...
...“Doğru olan biziz, yanlış olansa onlar. Biz doğalız, onlar doğaya aykırı. Buna inan. Tün gücünle inanmaya çalış. Bunu yapmazsan kendin bile farkına varmadan şehir seni yutuverir ve ondan sonra da her şey için çok geç olur.”...
Doğan Kitap — E-KitapKitabı okudu
Reklam
" Hileden , desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, zarar vermek istiyorsa, Allah da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer.Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer. O'nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz, Sen sadece buna inan. "k36
Bazı yaralar yararlıdır buna inan, Bazı yaraların ortasından küçücük bir el, Sanki geçmişine çiçek uzatır, Bazı yaralardan sızan kanla, Tüm geleceğin yıkanır. Bazı yaralar. .. Sayıyorum, sayıyorum Hiç bitmiyor güller Sensiz hiç bitmiyor zaman. Belki saymayı mutsuzlar bulmuştur. Mutsuzlar hep sayar. Bizler mihsabıyız hayatın,
Bu son ayrılık saatinde niçin hakikati saklamalı? Bu okumayacağın defteri ben senin için yazdım Kâmran. Evet, ne şöyledim, ne yazdımsa hep senin içindi. Yanlış, çok yanlış bir iş tuttuğumu bugün artık itiraf edeceğim. Ben her şeye rağmen seninle mesut olabilirdim. Evet, her şeye rağmen seviliyordum, sevildiğimi de bilmiyor değildim; fakat, bu bana kâfi gelmedi, istedim ki çok, pek çok sevileyim, kendi sevdiğim kadar değilse bile -çünkü buna imkân yok- ona yakın sevileyim. Bu kadar sevilmeye benim hakkım var mydi? Zannetmem, Kâmran. Ben küçük, cahil bir kizim. Sevmenin, kendini sevdirmenin de bir yolu var, değil mi Kâmran? Halbuki ben bunları hiç, hiç bilmiyordum. Senin Sarı Çiçeğin taş atmak için söylemiyorum Kâmran, inan bana, mademki seni mesut etti, ben hayalimde onunla barışıyorum- kim bilir ne kadar cazibeli bir kadındı? Kim bilir sana ne güzel şeyler söylüyor, ne güzel mektuplar yazabiliyordu? Ben, belki senin çocuklarına, çocuklarımıza iyi bir anne olacaktım Bu kadar.
Sayfa 479Kitabı okudu
Bu son ayrılık saatinde niçin hakikati saklamalı ? Bu okumayacağın defteri ben senin için yazdım Kamran. Evet, ne söyledim, ne yazdımsa hep senin içindi. Yanlış, çok yanlış bir iş tuttuğumu bugün artık itiraf edeceğim. Ben her şeye rağmen seninle mesut olabilirdim. Evet, her şeye rağmen seviliyordum, sevildiğimi de bilmiyor değildim; fakat bu bana kafi gelmedi, istedim ki çok, pek çok sevileyim, kendi sevdiğim kadar değilse bile -çünkü buna imkan yok- ona yakın sevileyim. Bu kadar sevilmeye benim hakkım var mıydı ? Zannetmem, Kamran. Ben küçük, cahil bir kızım. Sevmenin, kendini sevdirmenin de bir yolu var, değil mi Kamran ? Halbuki ben bunları hiç, hiç bilmiyordum. Senin Sarı Çiçeğin -taş atmak için söylemiyorum Kamran, inan bana, madem ki seni mesut etti, ben hayalimde onunla barışıyorum- kim bilir ne kadar cazibeli bir kadındı ? Kim bilir sana ne güzel şeyler söylüyor, ne güzel mektuplar yazabiliyordu ? Ben, belki senin çocuklarına, çocuklarımıza iyi bir anne olacaktım. Bu kadar.
Sayfa 479 - İnkılap Yayınları, Reşat Nuri Güntekin, Bütün Eserleri, ÇalıkuşuKitabı okudu
Reklam
Bazı yaralar yararlıdır buna inan, Bazı yaraların ortasından küçücük bir el, Sanki geçmişine çiçek uzatır, Bazı yaralardan sızan kanla, Tüm geleceğin yıkanır. Bazı yaralar... Sayıyorum, sayıyorum Hiç bitmiyor güller Sensiz hiç bitmiyor zaman. Belki saymayı mutsuzlar bulmuştur. Mutsuzlar hep sayar.
Annen beni gerçekten sevdi, biliyorum; ama neydi bu ‘sevgi’ onun yalnızca daha önceden edinmiş olduğu bakış bi­çimlerine verdiği addı. Beni, hep, ya yanlış an­ladı, ya da hiç anlamadı. Beni hiçbirzaman sahi­den ben olarak göremedi ki, o zaman kimdi Annen’in ‘sevdiği’?... Bende ben olmayan birini hatta birşeyleri 'sevdi’; sonra, bekledikleri­ni bulamadıkça, duygulan o sevgi’si nefrete dönüşmeğe başladığı zaman da, ne yazık ki, gene, ben değildim nefret ettiği kişi... Beni tanıyarak, bilerek, görerek; sahiden ben olan benden nefret etseydi, inan, sevinirdim buna. Öyle olmadı.
Sahiden ben olan benden nefret etseydi, inan, sevinirdim buna. Öyle olmadı.
"Ben tıp fakültesinin ikinci sınıfına geçmiştim," diye anlatıyor Mustafa'nın eski dostu Doktor Ekrem Beyazıt. Birlikte güzel günler geçirmişlerdi lisede okurken: "Onunla iki sene izcilik yaptık. Ben, boyum uzun olduğu için, bayrak taşırdım. O, benim yanımda yürürdü. Kamplarda herkese yardım eder, mazeretli olsun olmasın, sevdiklerinin nöbetini tutar, bulaşıklarını yıkardı." Evet, sözünün eriydi Mustafa. İzci 'Daima Hazır olmalıdır deniliyordu, Mustafa da daima hazırdı: "O, kendi nefsinden fedakârlık eder, arkadaşlarının rahatı için çırpınırdı," diyor Ekrem Beyazıt. "Bütün lise hayatında inatçı bir baş ağrısı onu rahatsız ederdi. Buna rağmen başkalarının yardımına koşardı.
Sayfa 60
Reklam
Bazı yaralar yararlıdır buna inan, Bazı yaraların ortasından küçücük bir el, Sanki geçmişine çiçek uzatır, Bazı yaralardan sızan kanla, Tüm geleceğin yıkanır.
Didem Madak
Didem Madak
Sevgi, kimseyle kıyaslanmaz bir aşktır. Sen benim dünyamda kimsenin yer edinemeyeceği aşkımsın. Kimsenin bilmediği geleceğimsin. Bu aşkın bizi nereye götüreceğini inan ben de bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da artık kendimi kimsesiz hissetmiyorum . Geleceğin geleceğime sarıldı. O, seninle anlam kazandı. Ben artık geleceksiz değilim değil mi? Artık hayatımda sen varsın buna inanmak beni mutlu ediyor. Bunu yaşayacak olmak beni gülümsetiyor. Oyunculuğun dışında ilk defa sürekli gülümsüyorum bunu kinle ve nefretle değil aşkla yapıyorum.
Bazı yaralar. . .
Bazı yaralar yararlıdır buna inan, Bazı yaraların ortasından küçücük bir el, Sanki geçmişine çiçek uzatır, Bazı yaralardan sızan kanla Tüm geleceğin yıkanır.
Sayfa 64 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Barnabas İncili’nin akibeti nereye varacak?
Barnabas İncili’nin akibeti nereye varacak? 1983 Kışında, Şırnak'ın Uludere kazasına bağlı "Kela Memo" mevkiinde av köpekleriyle avlanmaya çıkan Timurhan Ağa ve adamları bir ara köpeklerini kaybederler. Köpeklerinin yeraltı gibi bir yerden seslerini işitirler. Mağara gibi bir yerden girdiklerinde aşağıya doğru yol olduğunu
inan ki kalbimde bir bozukluk var; eski bisiklet çarkları gibi, inatla çalışıyor ama bazen beklenmedik anlarda takılıyor, yardıma ihtiyaç duyuyor. sonra pasları ellerime bulaşıyor, ne gerek var buna, diyorum ama insan kendi kendini itekleyemiyor. işte ben de yoluma böyle devam ediyorum.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.