NOTLAR: Ne var ki, Halife ve Papanın, Rahip ve İmamın Kral ve Emirin bazı fonksiyonlarının benzerliği İslâm ve Hıristiyanlık’ta birbirine karşılık gelen makamlar ve sahipleri arasındak aslî farkı görmekten bizi alıkoymamalı. Aslında Hz. İsa’nın naibinin ve Hz. Muhammed’in Halifesinin makamlarının teorik meşruiyetleri ve pratik uygulamaları
İçinde bir gücün kıpırdadığını hissetti. O, bundan daha iyisine layıktı. Hayat, düşünceleri dondurmadan ve erkek arkadaştan öteye geçemeyen bu iki kızdan çok daha fazla şey ifade ediyordu ona. Düşüncelerinde hep gizli bir hayat yaşadığını hatırladı. Bu düşüncelerini paylaşmayı denemiş ama onu anlamaya yeterli bir kadın veya erkek bulamamıştı. Zaman zaman denemiş ama dinleyenlerin aklını karıştırmaktan başka bir sonuç alamamıştı. Demek ki diye düşündü o an, fikirleri onların ötesindeyse, kendisi de ötesindedir. İçindeki gücün harekete geçtiğini hissederek yumruklarını sıktı. Eğer hayat ona çok daha fazla şey ifade ediyorsa, o da hayattan çok daha fazla şey isteyecekti. Ama yanında şu andakiler gibi insanlar varsa isteyemezdi onları. Bu cüretli kara gözler ona hiçbir şey sunamazdı. İster dondurma olsun ister başka bir şey, o gözlerin arkasındaki düşünceleri biliyordu. Oysa azizenin gözleri, bildiği her şeyi ve tahmin edebileceğinin ötesinde şeyleri sunuyordu. Kitapları, resimleri, güzelliği, huzur ve sükûneti, yüce bir varoluşun bütün zarafetini. O kara gözlerin ardında saat gibi işleyen bütün düşünsel süreçleri gayet iyi biliyordu. İçindeki tek tek her çarkı görebilirdi. O gözlerin söylediği şey, artık kendisine sıkıntı veren bayağı hazlardı; insanı tabut gibi kısıtlar ve mezarda son bulurlardı. Oysa azizenin gözleri gizemlerden, tasavvur edilemez heyecanlardan ve ebedi hayattan bahsediyordu. Onun ruhunun aynası olan gözlerde, kendi özünün de emaresini görmüştü...
Geri19
93 öğeden 91 ile 93 arasındakiler gösteriliyor.