“I’m going to be a daddy,” I announced,
Ari made a choking sound, coughing dramatically like he was fucking dying. “Sorry. What was that? Are we talking about sex kinks right now? Because I need to prepare myself before I think about some puck bunny calling you “daddy.” Or are you and golden boy doing some reverse role play…because I was sure you’d be the one calling him ‘Daddy.’”
Lincoln also took advantage of Ari’s hysterics to dip his chip in the queso.
“No, I mean a real dad,” I grinned, thinking of Olivia.
“What’s her name? Is she excited about the baby?” Lincoln asked as he went in for more queso.
“She will be excited,” I finally announced to Lincoln and Ari as I snagged some more queso and started snacking on it.
They stared at me like I’d said something crazy, so I decided to just give it all to them…“When she finds out…”
Lincoln-Ari-Walker.Kitabı okudu
Bunny, belki bir fil resmi görürüm diye baktı masanın üzerinden uzanarak ama fil resmi falan yoktu. Kadın elbiselerinden başka hiçbir şey yoktu: Büzgülü olanlar paltolar, diye düşündü hüzünle, ve bluzlar.
Sayfa 35 - JaguarKitabı okuyor
"Bir sürü yetenekleri vardı Bunny'nin. Sevgi, sadakat, dostluk... Fakat hayat gülmedi Dora'ya. Zavallı hayatını kazanmak zorunda kaldı."
Sayfa 28 - Altın KitaplarKitabı yarım bıraktı
Dostum evlilik xəyallarından danışanda büründüyüm ruh halı ;
"Bunny daha bir önceki gece dördü erkek, dördü kız tam sekiz çocuk istediğinden söz etmişti ve bu da Henry'nin üreme döngüsünün tamamlanmasının insan doğası gereği hızlı bir çöküş ve ölüm habercisi olduğuna dair uzun, keyifsiz bir nutuk atmasına neden olmuştu."
Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Toksik ilişkisi olan dost...
"Gitmeyeceğim ki," derdi.
"Tabii, ben olsam ben de gitmezdim."
"Yani kendini ne sanıyor anlamıyorum ki."
"Gitme o zaman."
"Yani ona dersini vermem lazım artık. Ben meşgul bir adamım. Yerimde durmuyorum. Yaktim sadece bana ait olmalı."
"Kesinlikle."
Derken huzursuz bir sessizlik çökerdi. Bunny en sonunda dayanamayıp ayaklanırdı. "Sanırım gitsem iyi olacak."
"Sen nasıl istersen, Bun."
"Yani Marion'a gitmiyorum ha, yanlış anlama," derdi savunmaya geçerek.
"Gitmiyorsun tabii."
"Evet, evet," derdi Bunny telaşla ve esip gürleyerek çıkar giderdi.
Hemen ertesi gün Marian'la ikisini birlikte öğle yemeği yerken ya da çocuk bahçesinde yürürken görürdüm."
Pegasus YayınlarıKitabı okudu
"Tıpkı geride ülkeyi yönetecek hiç kimse kalmadığında ve düzenin devamlılığını sağlayan bütün sebepler ortadan kalktığında Roma İmparatorluğu'ndaki düzenin gene de kendi kendine işlemeye devam etmesi gibi, bizim düzenimiz de Bunny'nin ölümünden sonraki korkunç günlerde de büyük ölçüde devam etti."
Pegasus YayınlarıKitabı okudu
"Ölüm, güzelliğin anasıdır," dedi Henry.
"Peki ya güzellik nedir?"
"Dehşetin ta kendisi."
"Aynen öyle," dedi Julian. "Güzellikte şefkat ya da teselli aranmaz. Tam aksine. Gerçek güzellik her zaman ürkütücüdür."
...
"Ve eğer güzellik delışetİn ta kendisiyse, o zaman arzu nedir ?" dedi Julian. "Pek çok arzumuz olduğunu sanırız ama aslında tek bir arzumuz vardır. Nedir bu ?"
"Yaşamak," dedi Camilla.
"Sonsuza dek yaşamak," dedi Bunny, çenesini avucunun içine dayamıştı."
Sayfa 54 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
"Mitolojideki intikam tanrıçaları Erinyeleri hatırlarsınız ?"
"Hiddetliler," dedi Bunny, büyülenmiş gibi bakan gözleri yüzüne düşen perçemlerinin ardında kaybolmuştu.
''Aynen öyle. Peki insanları nasıl delirtirlerdi? İç seslerini yükseltirler, zaten var olan birtakım özelliklerini abartılı seviyelere çıkartırlar, insanları katlanamayacakları ölçüde kendileri olmaya zorlarlardı."
Pegasus YayınlarıKitabı okudu
“I can believe things that are true and things that aren't true and I can believe things where nobody knows if they're true or not.
I can believe in Santa Claus and the Easter Bunny and the Beatles and Marilyn Monroe and Elvis and Mister Ed. Listen - I believe that people are perfectable, that knowledge is infinite, that the world is
And then I see the way he’s staring at her. The way I once stared at light dancing through the leaves of a tree.
Sayfa 279Kitabı okudu
