Çocuğun ana/babanın ihtiyaçlarına uyum sağlaması -kesinlikle olmasa da çoğu zaman- "sanki-kişiliğinin" ya da genellikle ''sahte benlik" olarak nitelenen bir kişiliğin oluşmasına yol açar. Bu kişilik oluşumlarında insan sadece kendisinden beklenen türden davranışlar gösterdiği ve giderek bu kendini sunuş biçimiyle de kaynaşıp birleştiği "sürekli bir tavır" edinir ... Böyle bir durumdaki insanın gerçek benliğinin farklılaşıp gelişmesi mümkün olmaz, çünkü kişi gerçek benliğini yeterince yaşama fırsatı bulamamaktadır.
Doğru zamanlama çok önemli. İşte yine bu yüzden bilgeler asırlardır 'Sabır, sabır,' demişler. Yaşam her an getiriyor zaten senin için o an en uygun olanı, o an ne yapacağını. Şu an olmuyorsa, şu an vakti değildir ya da o senin değildir. iki durumda da endişelenecek ve kötü hissedecek bir durum yok ki. Senin olmayan senile işlemez zaten. Vakti değilse de, olması için gerekli bir sonraki adımı sana en uygun hali ile, olgunlaştırarak, en doğru zamanda getiriyor demektir zaten, güven. Sen şimdide ne oluyorsun ve neyi deneyimliyorsun, ona
bak. Yaşamın bu, burası, şimdi. O zaman yaşıyorsun. Bırak endişeyi, ne gelecek ne gidecek vesveselerini. Sen yaşamına bak, araç her an nereye gideceğini zaten biliyor."
Yalnızca, ilerdeki bir hedef için yaşamak, sığ bir şeydir. Yaşamı dağın tepesi değil, eğimleri ayakta tutar. Her şeyin büyüdüğü yerdir burası.
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, Robert M. Pirsig
Sosyal medya paylaşımlarında denk geldiğim bir şaka var: Antik felsefe “Ben kimim?” sorusuyla başladı, insanların yaygın kişilik sorunu yaşadığı
Ne saçmasınız.. Burası sevgili ya da arkadaş edinme yeri değil ki 🤷yazıp yazıp da sevgilisi tarafından terk ediliyor adam geliyor bir de sana yazdığımdan diyor önemli olan bnm cvp verip vermediğim. Ben kimseye o gözle bakmadım bakmam da umurumda bile değilsiniz emin olun.. Saygılar!..
''Yazdıkların şiir değilse kalsın”
…
“Aklınla yapayalnız baş başa
Nice alevli geceler geçtin”
…
“Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla”
Cahit Zarifoğlu
Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok
esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Çok geç nasip oldu okumak .Necmettin Erbakan Hocamızı bugune kadar nasıl tanıyamamişim.Ahsen- i Takvîm ‘e yani meleklerden bile üstün merteye,Allahın yeryüzünde halifesi olabilecek yetenek ve meziyetlere sahibiz burası dikkatımi çekti .Cihat nedir ?insanın bir davasının olması gerektiğini ne kadar eksik kaldığımı Müslümanlığımı sorguladığım bir yolculuktu.En çok dikkatimi çeken 26/27 sayfalardaki ok gibi saplanan sözler oldu .”CİHAT ETMEYEN İNSAN,DÜNYA İMTİHANINI KAZANAMAZ.CİHAT FARZINI YERİNE GETİRMEYEN DÜNYA İMTİHANINI KAZANAMAYACAKTIR .Nasıl ya dedim cihadın ne kadar önemli olduğunu daha derin araştırma yaparak incelemeliyim . SİYONİZM,MÜSLÜMANI SADECE NAMAZ KILAN BİRER KÖLE HALİNE GETİRMEYE ÇALİŞİYORLAR .Verilen bazı dip notların derinliği şaşırtıyor ve sorgulatıyor insanı.Dünyayı yönetenler konusu ve sayfalarını okudukça çok sıkıcı daraltıcı geldi çok bunaldım bu konularda.Şuursuzca geçen bşr ömürün sorgulamak lazım.Dünyada her gün 40 bini çocuk olmak üzere 150 bin insan ölüyor.Yaklaşık 800 milyon insan,her gece yatağa aç giriyor.500 milyon insan,kötü beslenmesen dolayı hastalanıyor.1,5 milyar insan ,içecek temiz su bulamıyor Sonlara doğru o kadar tatlanfıki konular ADİL DÜZENİN MÜSLÜMANLARIN umudu olacagi bir sistem olduğunu.Türkiye için verilen mücadelelerin kısa özetleri lezzeti kesinlikle kitabın sonuna doğru hissedeceğiniz .Her müslümanın okuması gereken bir kitap
Nice maddi zorluklarla çıkartmış olduğu Kemalizm dergisiyle gençlere ölümsüz eserler bırakan Ali Haydar Yeşilyurt’un ‘Atatürk ve Komşumuz Bulgaristan’ adlı kitabından:
Atatürk’ün bir Bulgar köylüsüne ait anısını Atatürk’ün Adliye Bakanlarından Profesör Mahmut Esat Bozkurt şöyle anlatıyor:
“Atatürk, TBMM’nin yıllık açılış konuşmalarından birini
Dünyaya geldiğimizde buranın sıradan bir yer olduğunu söylüyorlar. Tekdüze ve sadece sınav için oluşturulmuş bir dünya... Dahası, bu dünyanın önemli olmadığını, ölümden sonrasının esas önem arz ettiğini sıklıkla vurguluyorlar. Bizler de bu bilgiler doğrultusunda dünyayı önemsiz ve sıradanmış gibi yaşıyoruz. Yanıldığımız en önemli kısım işte burası, çünkü burası sıradan ve basit bir dünya değil; yaşadığımız yer, Cennet Dünya yani Yaratıcı'nın Cenneti.
"Önemsiz dedikleri yere bak ve değersiz kıldıkları değeri gör."
Bizim İçin Yaratılan Bir Cennet
Cennet kelimesinin içeriğinde, akan şelalelerden, meyvelerden, doğal güzelliklerden ve daha birçok özellikten bahsedilir ve her şeyin size sınırsız bir şekilde sunulduğu bir yer tasvir edilir. Bu tasviri ben şu an etrafıma baktığımda rahatlıkla görebiliyorum. "Cennet" ifadesiyle anlatılan her şey şu an yaşadığımız yerde mevcut. Duygu ve düşüncelerimiz yoluyla istediğimiz her şeyi rahatlıkla seçebiliyor ve yaşayabiliyoruz, hem de herhangi bir sınırlama olmaksızın.
BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
“Biz Türkler bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.”
Türkler ve Tatarlar arasında tarih boyunca birkaç savaş yaşanmıştır. Bu savaşların sayısı net olarak belirlenmemiştir, çünkü tarih boyunca birçok farklı çatışma yaşanmıştır ve bazıları belgelendirilmemiştir. Ancak, Moğol-Türk döneminde Tataristan, Türk-Moğol
Hasan Ali Toptaş birilerini taciz etti mi etmedi mi bilemem ama toplumda olayın çok yanlış algılandığını bizzat gördüm.
Öncelikle hakkındaki yanlış algıyı düzeltmek gerek. Olaylar şöyle oldu bakın sırayla;
1- Hasan Ali Toptaş röportaj yaptı ve genç çevirmenleri ağır şekilde eleştirdi.
2- Anonim bir profil Hasan Ali Toptaş'ın bu röportajına
"Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet."
10 Nisan 1919'da idam edilen milli şehidimiz Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in son sözleri olmuştu.
Vahdettin'in onayıyla idam edilen Kemal Bey'in geride kalan çocuklarına Atatürk'ün nasıl sahip çıktığını