Burcu

Sabitlenmiş gönderi
“Burası dünya” diye fısıldadım. “Hem tatlı hem ekşi, kekre bir rüya. Burada herkes kaşif sayar kendini, birbirinin bahçesine girer, iz bırakayım derken talan eder. Onları sev ama tutunmaya çalışma. Yalnız kalmaktan korkup kendi bahçende kaybolma....
Reklam
Bütün varlıklar mutsuz­dur; ama ne kadarı bunu bilir. Mutsuzluk bilinci, bir can çekişme arit­metiğinde ya da Devasızlık sicilinde boy göstermeyecek kadar vahim bir hastalıktır.
İnsan kendini Şeytan'da çok fazla bulduğu için O'na tapamaz; ondan bilerek nefret eder; kendinden yüz çevirir ve Tanrı'nın yoksul vasıflarını ayak­ ta tutar. Ama Şeytan bundan şikayetçi değildir ve bir din kurmaya hiç heveslenmez:

Reader Follow Recommendations

See All
Siyasetçiler, reformcular ve kollektif bir bahaneden yana çıkan herkes üç kağıtçıdır.
Her birimiz, yalnızlığa karşı işlenen günah, yani insanlarla alışveriş tarafından yozlaştırılmaya yazgılı bir saflık dozuyla doğarız. Zira herbirimiz, kendimize hasredilmiş olmamak için elinıizden geleni yapa­rız.
Reklam
Hükümsüz sırları biriktire biriktire, anlamsızlığı tekeline ala ala, hayat ölümden fazla ürküntü verir: Büyük Meçhul odur.
Farklı özüne itina gösteren ruh, kaçındığı şeyler tarafından her adım­ da tehdit edilir. Dikkati -en büyük ayrıcalığı- onu sık sık terk ettiği için, kaçmak istediği eğilimlere boyun eğer, ya da murdar sırlara yem olur...
İdeal bir şekilde zihni açık, yani ideal bir şekilde nornıal insan, içindeki hiçlik'ten başka hiçbir şeye tutunmamalıdır... Onu işittiğimi farzediyorum: “Amaçtan, bütün amaçlardan koparılmışım: arzuları­mın ve burukluklarımın sadece formüllerini muhafaza ediyorum. Sonuca bağlama eğilimine direndiğim için ruhu yendim; tıpkı hayatı da, onun içinde çözüm aramaktan dehşete kapılarak: yendiğim gibi….”
Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilsey­dik; eğer kıyaslamak,yaşanmaktan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimi­zin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak, kendi boyutlarına karşı körleşmektir...
Vaaz verme çılgınhğı içimizde öylesine yer etmiştir ki, korunma içgüdüsünün bilmediği derinliklerden doğar. Her insan, kendinin bir şey önereceği anı bekler: Ne önerdiği önemli değildir. Bir sesi vardır ya, o yeter. Ne sağır ne dilsiz olmanın bedelini pahalıya öderiz.
Reklam
En büyük zalimler, kafası kesilmemiş mazlumlar ara­sından çıkar. Acı, güç iştahını azaltmak şöyle dursun, onu azdırır; zi­hinde kendini bir soytarının meclisinde bir kurbanınkinden daha ra­hat hisseder; onu, bir fikir için ölünen gösteriden daha fazla tiksindi­ren hiçbir şey yoktur...
Birisinin idealden, gelecekten, felsefeden içten bir şekilde söz etti­ ğini, emin bir ses tonuyla "biz" dediğini, "diğerleri"ni andığını duy­mam; kendini onların tercümanı olarak gördüğüne şahit olmam onu kendime düşman görmem için yeterlidir.
Dünya milyonlarca yıl sakin sakin kendi çevresinde döndü. İnsanoğlunun ortaya çıkışı dünyanın ömrü karşısında bir günden çok değil. O gün yeryüzünde kargaşa vardı. Bütün varlıkları canından bezdirdi. Doğanın huzurunu ve sükûnetini bozdu.
Bak, nasıl bir devirde yaşıyoruz. Aşk, dostluk, alaka, hepsi yok olmuş, sözcükler anlamsızlaşmış. Bu hareketsiz suratları ve tahtadan yontulmuş şekilleri göremiyorum. İnsanoğlu gerçekten de çıldırmış. Cinnet ve kendini beğenmişlikten kaynaklanan bir hareketle insanın kutsal spermasını yok etmeye çalışıyor!
Burcu
@burcu83·Started reading a book
Çürümenin Kitabı
Çürümenin KitabıEmil Michel Cioran
7.8/10 · 10.3k reads
144 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 11 hours
Gönül Hanım
Gönül HanımAhmet Hikmet Müftüoğlu
7.6/10 · 1,580 reads
1,045 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.