Eğer sen "aşkla muhabbetin arasındaki fark nedir?" dersen ben şöyle derim: "Aşk, ifrâta kaçmış muhabbettir."
Allah geçmez kulundan öksüzünden dulundan Milyarlari verseler ayrılma Hak yolundan
Sayfa 332 - MuallimKitabı okuyor
Reklam
Mücahede ile zahirini süsleyenin Allah da müşahede ile batınını güzelleştirir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “ Uğrumuzda mücahede edenleri elbette yollarımıza iletiriz.” (el-ankebut, 29/69)
Bu çark- ı âsumanın altında kölesiyim himmet ehlinin Böyleleri ünvan mansıbından kurtulmuştur hemin.
Ebû Bekir’in r.a meşrebinde ma’rifet ve Ömer’in r.a şerîat ve Osman’ın r.a tarîkat ve Ali’nin r.a hakîkat galip olmaktadır. Belki her biriyle muttasıflardır. Ve lâkin her birinin mîzan-ı halinde bir mertebe gâlib olmuştur. Her bir velî dahi bir meşreb üzerine câri olup birbirlerine her yüzden benzemediler
Peygamberimiz (asm), “Ben insanlığın ikindi vaktinde geldim.” (İbn-i Kesir tefsiri, 12/6549) buyuruyor. Diğer bir hadisinde ise, “Benim ümmetimin ömrü 1.500 seneyi pek geçmeyecek.” [bk. el-Havi li'l-Fetavi, Suyuti, 2/248; Ruhul Beyan, Bursevi, (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, İlel, s, 89] buyurmuş. Günün dörtte ya da beşte biri olan ikindiden akşama kadar ki vakti 1500 yıl kabul ettiğimizde, insanlığın ömrünün 6000 - 7500 yıl arasında olduğu ortaya çıkar. Diğer bir meşhur hadis rivayetinde ise bu açıkça ortaya konmuştur: “Âdem'den kıyamete kadar insanlığın ömrü yedi bin senedir.” (Kenzu’l-Ummal, h.no: 16459; Munavî, Feyzu’l-Kadir, III/547; h.no: 4278)
Reklam
Hz. Ömer der ki: "Hesaba çekilmeden önce kendi kendinizi hesaba çeki- niz. Yüce Allah'a en büyük takdim için amellerinizin tartılmasından önce siz onları tartınız. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurur: '(Ey insanlar!) o gün (hesap için Allah'a) arzolunacaksınız. Size ait hiçbir sır gizli kalmaz. (Hakka: 18) Dünyada iken kendilerini hesaba çeken kimselerin ahirette hesapları hafif olur ve dünyada iken nefislerini tartan kimselerin ahirette terazileri ağır basar."
Hz. Ali'nin şöyle söylediği rivayet olunuyor: "Kaderinde elden kaçırmayacağı bir şeyi elde etmek kişiyi sevindirir, yine kaderinde asla elde edemeyeceği bir şeye ulaşamamak insanı üzer. Dünyada eline geçen şeye sakın çok sevinme. Yine dünyada kaybettiğin şeyin ardından da sakın üzülme. Sevincin yapmış olduğun iyi ameller dolayısıyla, üzüntün de kötü ameller yüzünden olsun. Bütün meşguliyetini ahiretine ve öldükten sonraya çevir."
Ömer r.a makâm-ı nübüvvete karîb olmakla, ravzada dahî Nebiyyü’s-Sakaleyn Hazretlerine karîb oldu
benden sonra nebi gelseydi hadisi üzerineKitabı okudu
Onun cennette kasrı, Rasûlallah’ın ص kasrı beraberindedir. İkisinin meyânında olan münâsebet şems ve kamer münâsebeti gibidir. Yâ’ni kamer, şemse nice âyine ise İmâm-ı Ali dahî Rasûlallah’a öyle âyinedir
Reklam
Tarîk-i şerîatte muallim çok bulunur. Velâkin tarîk-i hakikatte mürebbî az bulunur
İnsanın kalbi kâinattaki insan gibidir. İnsanın insan olduğu kalbi ve kalbinin hali iledir. Yüreği var ama marifet nuru yoksa Hakk'ın zatını, sıfatını ve fiillerini gereği gibi bilmez.Işıksız ev gibidir.
İmam Gazali rahimehullah der ki: "Allah Teâlâ bu âyet-i kerimede de veyi özellikle zikretmiştir. Çünkü deve mânâ itibariyle kendisi ile birlikte zikredilen nesnelerle uyumludur. Yukarıdan gölgeleyen gökyüzü, yüklerle yük lenmiş yeryüzü ve çeşitli ağırlıklar taşıyan dağlar tıpkı üzerlerine yük vurulmuş deve gibidirler. Bulutlar tatlı su yüklüdürler. Develer ise, ağır ağır yükleri taşırken yeryüzü de dağları yüklenmiştir. Bu nesnelerden her biri O'nun emrine amadedir. Bu âyetteki kelimelerin sıralanışı ve tertibi ne kadar güzel, ne kadar uyumlu ve düzenlidir. Bu, tıpkı bir cümlede yazı yazan kâtip, kalem, kutasiye ve mürekkep kelimesinin birarada bulunması gibidir."
Ahiretin bu durumuna karşılık dünyanın ve dünyadaki insanların mec- lislerine gelince bunlar boş sözlerden hâlî olmazlar. Bu nedenle Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurur: "Herhangi bir kimse bir yerde insanlarla birlikte otu rur da orada lakırdı çok olursa oradan kalkmadan önce, "Ya Rabbi! Seni tesbih ederim, Sana hamdederim. Senden başka ilah olmadığına şahitlik ederim, Senden mağfiret dilerim ve sana tevbe ederim, 'derse o meclisinde söylemiş olduğu sözlerden dolayı bağışlanır," Buradaki bağışlanmak, kişinin o mecliste gıybet gibi insan hakkına taalluk eden herhangi bir günah işlememesi şartıyladır.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.