Bürüyen kaside
Allahım, sen affet bizi, bizzat söyleyip de tutmadığımız sözlerden.
Ki andırır kısırların nesliyle öğünmesini tıpkı.
Bürüyen kaside
Gözlerine noldu ki, «dur ağlama» desen coşar ırmak olur;
Ya kalbine ne dersin, «yetiş huzur» dedikçe artar acısı gamı.
Sayfa 53
Büruyen kaside
Yine denildiğine göre, zama nın hükümdarının veziriydi. Peygamberi öğen birçok şiiri vardır. Bir gün felç geçirir ve vücudunun yarısı tutmaz olur Bu Kasideyi yazar ve Allahtan Peygamber hatırı için şifa umar. Şiirin bittiği gece, Ilm-i Ledün Sultanını rüyasında görür ve Kasideyi huzurunda okur. Uyandığında felcin geç tiğini hayretle görür ve eli tutar ve ayağı yürür. Felç, yok denecek kadar azalmıştır. Kaside ismini bu mucizeden almıştır. İmamın hayat hikâyesinde, bu kasideye bağh daha birçok harikalı olaylardan ve kerametlerden bahsedilir.
Sayfa 14 - İmam-i busirîKitabı okudu
İmam-ı Busirî ve Bürüyen Kaside
Bürüyen Kaside'nin sahibi Şerafeddin Muhammed Bûsirî bir gün felç geçirir ve vücudunun yarısı tutmaz olur. Bu kasideyi yazar ve Allah'tan Peygamber hatırı için şifa umar. Şiirin bittiği gece, İlm-i Ledün Sultanını rüyasında görür ve eli tutar ve ayağı yürür. Felç, yok denecek kadar azalmıştır. Kaside ismini bu mucizeden almıştır.
Sayfa 14 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
95 syf.
6/10 puan verdi
Bürüyen kaside'nin sahibi Şerafeddin Muhammed Bûsiri Mısırlıdır. Dedelerinden biri Ebusirli olduğundan lakabı Büsiri olmuştur. Hicri 608 yılında doğmuş ve 696 yılında ölmüştür. Bilgin, üstün ahlaklı ve takva eri bir müslümandı.
Şiir ve belagatta eşsizlerdendi. Bir söze göre, şiir ve belagat üzerine birçok kitap yazmıştır. Yine denildiğine göre, zamanın hükümdarının veziriydi. Peygamberi öğen birçok şiiri vardır. Bir gün felç geçirir ve vücudunun yarısı tutmaz olur. Bu Kasideyi yazar ve Allah'tan Peygamber hatırı için şifa umar. Şiirin bittiği gece. İlm-i Ledün Sultanını rüyasında görür ve Kasideyi huzurunda okur. Uyandığında felcin geçtiğini hayretle görür ve eli tutar ve ayağı yürür. Felç, yok denecek kadar azalmıştır. Kaside ismini bu mucizeden almıştır. İmamın hayat hikayesinde, bu kasideye bağlı daha birçok harikalı olaylardan ve kerametierden bahsedilir.
BÜRÜYEN KASİDE
Rabbim, yalvarışlarımı döndürüp çevirme bana geri;
Rahmetinden elverir bir rakam eklemeden, kapama hesabımı.
Rabbim, bu kuluna yardım et, bu dünya ve öte dünyada.
Korkulu olaylar ve durumlarda yok bir parçacık olsun dayanıklığı
Rabbim, izin ver ki çözülsün ebedî salâvat bulutları bir kez daha.
Boşansın Resûl üstüne sel sel, sicim sicim «selâm! selâm>> yağmurları.
(Busiri)
Sayfa 71Kitabı okudu
BÜRÜYEN KASİDE
Ey insanların en iyisi, en üstünü, yalnız sana sığınılır.
Herkes için geçerli, kimsenin kurtulamadığı vakit kapıyı çaldı mı.
Allahın Resûlü, beni de bürümeye, örtmeğe yeter kurtaran örtün.
Göründüğü o gün, Öç Alan adıyla Yaratıcı.
(Busiri)
Sayfa 71Kitabı okudu
BÜRÜYEN KASİDE
Yarın hesap gününde tutmazsa O elimden :
Sen benim için de: vay sana, hey sonsuz kayan adam, uçurumlar kurbanı.
(Busiri)
Sayfa 69Kitabı okudu
BÜRÜYEN KASİDE
Ne felsefe, ne mantık durup dayanabildi, Kur'an'ın karşısında. Fikir gecelerini ışıttı aydınlığı.
Yeter sana peygamber mucizesi, okumamışken bilgisi;
O cahiliyet çağında, öksüzlük de üste, terbiye ve ahlâkı..
Onu öğer öğerim. yorulmam ve usanmam. Affa sebep umarım :
Şairlikle, devlet memurluğuyla geçen ömrün bütün suçlarını.
(Busiri)
Sayfa 69Kitabı okudu
BÜRÜYEN KASİDE
Kalbleri, dudakları uçukladı korkudan düşmanların.
Ayıramaz oldular kahramanı koyundan, kardan karanlığı, kargadan kartalı.
Onlara bir ormanda rastlayan aslan bile uslanırdı.
Çünkü beraberlerindeydi Peygamberin zaferi ve duası.
(Busiri)
Sayfa 68Kitabı okudu
BÜRÜYEN KASİDE
Onlar ki, koşar Allaha doğru, yaşar Allah için: Mahveder, kökünden söküp atar küfrü şimşekten kılıçları.
Ne mutlu sana bana Ulu İslâm Milleti, şuurların örgüsü:
Bize Yaratan verdi o sağlam, o yıkılmaz yapıyı.
(Busiri)
Sayfa 66Kitabı okudu
BÜRÜYEN KASİDE
Bakma bilmezlikten gelişlerine, inkârlarına yüreği karaların.
Onlar öyle bilir, öyle anlarlar ki... Ama ya kıskançlıkları?
Eh! Öyleyse kalksın ağrıyan göz inkâr etsin, göremiyor ya,
Güneşi, gün ışığını; yaralı ağız da, alamadığından suyu, suyun lezzetini, tadını.
(İmam Busiri)
Sayfa 65Kitabı okudu