Bunu denemiş, elimi uzatmış, işi şakaya vurarak "denize düştün de sarılma mı dedik " demistim. Elimi tutmamış, kendini suya bırakıp " bırak beni gideyim " demisti .
Ben kendime bile " sana şu gerek , bu gerek" diye sınır koymaz , çizgi çekmezken, nasil olur da başkasının tercihine "peki " demezdim. Dedim.