Duyulara tapınma sıklıkla ve haklı olarak kötülenirdi, insanlar kendilerinden daha az gelişmiş varlıklar ile paylaştıklarını bildikleri ve kendisinden daha güçlü görünen tutkular ve hisler hakkında doğal bir korku geliştirmişti.
Ancak Dorian Gray'e öyle geliyordu ki duyuların gerçek doğası asla anlaşılmamıştı ve onları güzelliğe karşı duyulan zarif içgüdünün baskın karakter olacağı yeni bir tinselliğin parçaları yapmak yerine boyun eğdirerek aç bıraktığımız ya da acı ile öldürdüğümüz için vahşi ve hayvani kalmışlardı. Geriye dönüp tarih boyunca insanoğluna baktığında bir kayıp duygusu kaplıyordu onu. Ne çok şeyden vazgeçilmişti! Ve ne kadar küçük gayeler içindi bu vazgeçişler! Kökeni korku ve sonucu ise cahillikle kaçmaya çalıştıkları muhayyel yozlaşmadan kesinlikle daha berbat bir yozlaşma olan inatçı reddedişler, kendi kendine işkencelerin ve feragatlerin korkunç formları vardı. Doğa kendi olağanüstü ironisinin içinde münzeviyi çölün vahşi hayvanları ile sürünün dışına çıkarırken keşişe de arkadaşlık etmesi için kırın hayvanlarını verir.