Müslüman, nefsini Allah'a emanet eden kimsedir. Nitekim Kur'ân'da buyurulur:
Allah müminlerden,
mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır!
Tevbe, 9/111
Ey Allah'ın kulu, Allah'tan bir şey istediğinde, O'nun seni her bakımdan düzeltip ıslah etmesini ve seni O'nun yazdığı kadere razı olacak hâle getirmesini iste!
Velhâsıl rûhumuz daralıyorsa;
• Sâlihlerle beraber olalım.
• Bizden dünyalık olarak hiçbir şey istemeyen, bizlere Allâh'ı ve âhireti hatırlatan, mâneviyâtımıza seviye kazandıran kimselerle beraber olalım.
• Terapi gruplarının peşinde koşacağımıza mânevî sohbet halkaları kuralım.
Ashâb-ı kirâm efendilerimizin;
"Gelin, bir an, îman tazeleyelim, bir müddet îmânımızı güçlendirelim." diye oturup hemhâl olmaları gibi, bizler de îmânımızı kuvvetlendirecek halkalar oluşturalım.
Kendisinin Allah katındaki gerçek durumunu bilmek isteyen kimse, namazında huzurlu ve huşûlu mu davranıyor, yoksa namazını gafletle ve aceleyle mi kılıyor, bir baksın! Eğer sen namazını huzur ve huşu ile kılamıyorsan, başına toprak saç!
Hz. Rabia'ya [rahmetullahi 'aleyha],
"Hangi amelinizle Allah'ın rızasını ümit ediyorsunuz?" diye sorulunca,
"Amelimin büyüklüğünden ümidimi kesmemle" şeklinde cevap vermiştir.