Büşra Kaya

Büşra Kaya
@busraninkitapokumagunlugu
Okuduğumuz her kitap Mustafa Kemal Atatürk'ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazanılan bir zaferdir.
Bence 2 gram aklı olan kendisini inançlı bir insana dönüştürsün. Sonuçta her şeyin mantıksız olması ile her şeyin çok mantıklı olması aynı şey.
Reklam
Ne aldatılmada, ne ölümde bir ortaklık yaşamaları mümkündü. Birbirlerini ne denli severlerse sevsinler.
Aşkın, sevginin, dokunmanın, sevişmenin yasağı yoktur Çiço. Kendini yasakların, günahların, tabuların ardına saklama, ama değer mi hep bunu düşün Çiço.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O öyle özgürlükçü, eşitlikçi gibi görünüp beraberlik eskidikten sonra kadına el koyan tiplerden değildi.
Reklam
Bu dünya soğuyacak, Yıldızların arasında bir yıldız, Hem de en ufacıklarından, Mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, Bu koskocaman dünyamız. Bu dünya soğuyacak günün birinde, Hatta bir buz yığını Yahut ölü bir bulut gibi de değil, Boş bir ceviz gibi yuvarlanacak Zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Büyük Ev Ablukada (Ekmek vardı tereyağı vardı utanılacak bir şey yoktu Bir şey daha yoktu ama kavrıyamıyordum) İşte böyle olmak en iyisidir olmakların Bir küçük çocuğu tuttum otobüsten indirdim
‘’Suçlamak, itham etmek ve hedef göstermek kolaydır. Eğer istenirse herkes herkesi suçlayabilir pekala. Kaza yaptı diye yolları, kilo aldı diye şeker fabrikalarını, ayağı takılıp düştü diye belediyeleri, boğulduğu için denizleri, paraşütü açılmadı diye gökleri suçlayabilir insanoğlu. Her şeye rağmen bütün bunları akla yatkın bulabilir, açılmayan bir paraşüt ya da düşen bir uçak için göklerin suçlanmasını anlayabilirim de, hayat kurtarmak için canını dişine takan bir insanın can almakla suçlanmasını anlayamam.’’
"Rakam bunlar. Hesap yaptığın zaman bir işlemden geçiyorlar. Bu sürece dikkat et, gerisi kendiliğinden oluyor! Bu onların yaşamı, başka bir yaşamları yok ve bunu onlara verebilecek tek kişi sensin."
"Her şey koca bir hayal kırıklığı. İtici ve sarsıcı. Yüzsüz. Gençken buna katlanabiliyordum, ama artık yapamıyorum. Onlar bizdeki yaşam duygusunu aldılar ve bizi hayal kırıklığına uğrattılar. İnsanlardan soğumak böyle bir şey."
Reklam
"Montaigne, kitapların kendisi için en yararlı yanının, "okumanın o çeşitliliği içinde her şeyden önce düşünme yeteneğini körüklemesi" olduğunu söyler."
‘’Neden halk böylesine önyargılı düşünüyordu? Hata bizde miydi? Bizler mi yanlış imajla sokağa, kliniğe ve memleketin dört bir yanına savurulmuştuk? Acaba imajmeykırımızı mı değiştirmeliydik, yoksa var olduğumuz toplumu mu? Neden hemşireden eş olmaz? Neden doktoru doktor haklar, olmazsa hemşire paklar? Neden hemşireyim dediğinizde cinsel obje, rahat kız yaftası boynunuza asılır? Nedeni memleketimdir, memleketimin insanının cehaletidir. Kişinin sırf kadın olduğu ve kadına özgü bir mesleği icra ettiği için damgalanması erkek egemen bir toplumda yaşadığımızın ve bu toplumdaki eşitsizliğin göstergesidir. Hal böyle olunca da Türkiye’de kadınlara özgü her mesleğin imajı biraz sarsılmış, dansözlerden sonra en öldürücü darbeyi hemşireler almıştır. Bu ülkede hemşireler, hostesler, sekreterler sırf kadın oldukları ve ara meslek grubu sayıldıkları için aşağılanmış, damgalanmıştır yıllar boyunca.’’
‘’Aslında herkes, herkes hakkında önyargılıdır. Bu akıllı varlıklar olmamızın bir gereğidir. Önyargısı olmayan insan boş kafalı demektir; o ana kadar eline gelen verileri değerlendirememiş insan demektir.’’
‘’Ben şunu savunuyorum: Atatürk diktatördü. Buna hayır diyen tarih bilmiyor demektir. Ama hürriyeti öğrenebilmek için bazen diktatörlük gereklidir. Sen bin sene hürriyeti hiç tecrübe etmemiş bir topluma hürriyeti bir tercih olarak takdim edemezsin. Hüsrana uğrarsın. Bugün dahi Türk toplumunun hür olmayı öğrendiğini zannetmiyorum. Siyasi tercihler bunu gösteriyor. Lider arıyor, çoban arıyor kendine insanımız. Halbuki Atatürk, bundan kurtulun diyor. ‘’Ben size hiçbir ayet, hiçbir doktrin bırakmıyorum, kafanızı kullanın. Probleminize göre çözüm getirin.’’
''Gençleşmek mi? Gerçek anlamda yaşamaya daha yeni başladığımı sadece ben biliyorum. İnsanların geçmişte kalan her şeyin hep bir hata ve ileriye bir hazırlıktan ibaret olduğunu sanmaları genel bir delilik hali herhalde ve sanırım soğuk bir kalemi sıcak, yaşayan elime alıp da kuru bir kağıdın üstünde yaşıyor olduğumu anlatmaya çalışırken kendi göstermiş olduğum cüreti de anlıyorum. Fakat bu bir delilik de olsa, beni mutlu eden ilk delilik bu; içimi ısıtan, duyularımı açan ilk delilik bu. Kendi uyanış mucizemi burada anlatırken bunu sadece kendim için yapıyorum ve yaşadığım her şeyi kendi sözcüklerimin bana anlatabileceğinden çok daha derinden hissediyorum.''
Reklam
''Her Ulus, layık olduğu devlet şekli ile ve hak ettiği yönetimle yönetilir.''
''Ne ben kimseye benziyordum ne herhangi biri bana. ''Tek başımayım ama onlar hep birlik.'' diye düşünmekten kendimi alamıyordum.''
"Üsküdar iskelesinin o kalabalık küfeci çocukları gözümün önüne gelir şimdi. Dünya onlar gibi olsa ne polise, ne adliyeye ve ne de hapishaneye gerek kalırdı.''
''Asıl zor olan, insanlarla birlikte yaşamak değil, onları anlamak.''