Türkiye'nın İrvin Yalom'u: Sevgili Gülseren Budayıcıoğlu'nun okuduğum 2.kitabı Madalyonun İçi.
Aslında bize Madalyon Kliniğinin içini açarken öte yandan Anadolu'nun, Türk insanının içini açıyor. Kitabı okurken defalarca ben bu kitabı okumuş muydum diye düşündüm. Elimdeki kitabı okumadım ama içindeki hayatı her gün okumaya devam ediyorum/ediyoruz. Bana kalırsa bu tür kitaplara toplum olarak çok ihtiyacımız var. Psikiyatriye/psikolojiye karşı her geçen gün biraz daha değişen bakış açısı beni çok mutlu ediyor ve sağlıklı nesillerin hayalini kurduruyor.
•
Hikayelerde bir ses bize bağırıp duruyor, "Çocukluğuna bak, evine bak, ailene bak; ne arıyorsan oralarda bir yerlerde." Başka bir ses bağırıyor uzaklardan, "Kimseye önyargılı yaklaşma, kimseyi dinlemeden/anlamadan incitme, kızma. Yaşadığı hayatı gözlerine bakıp göremezsin." Ve bir ses her taraftan bağırıyor, "Sevgi, iyileştirir.
Değer görmek, iyileştirir.
Anlaşılmak/ dinlenilmek, iyileştirir.
Mücadele, iyileştirir.
İnsan insanı iyileştirir."