“Yaşlı Tel-qui bazı insanlara benzer. Her şeyi bildiğinden, çevresinde ne olduğunu görmek için asla bakınmaz. Başı bir şey öğrenemeyecek kadar yüksektedir.”
Paylarından fazlasını depolayan ve kendilerini besleyen insanlar için de bu böyledir. Ellerindekini kaptırırlar. Bu konuda savaşlar olur… Uzun konuşmalar yaparak paylarından fazlasını ellerinde tutmaya çalışırlar. Bir bayrağın onlara bunu yapma hakkını verdiğini söylerler… Erkekler, sözler ve bıçaklar yüzünden ölürler ama Gidişat’ın kurallarını değiştiremezler.
“Şu toprağı görey misunuz, uşaklar, şu toprağı? İşte, insanoğlinin umudu budur, insan bu topraktan halk edilir, bu topraktan beslenir, yine bu toprağa döner. Ne insan umutları, yemiş olmadan şu kara toprağa gömülmüştür.”