TEŞEKKÜR
Babaannem derdi ki:
Teşekkür et kızım...
Çünkü "teşekkür ederim",
her zaman okşanan bir ruhun sözü değildir.
Müteşekkirsek dünlerden aldığımız derslere
ve artık anlamlı yolculukların şiirlerini okuyorsak ezbere
acılara da şükran duyabiliyorsak
gidenlere kem gözle değil
bir kaç duraklık yoldaş olarak bakabiliyorsak,
bir zamanlar
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yani ağır bastığından.
Hangi çölden geleceğim sana
Yol harami, kandil kör, kumlar acı.
Dünya hükmünden azade Leyla'm
Sen bir Tanrı masalısın bundan sonra
Ben evin eşiğinde
Her gün ipe çekilen bir eski rüya.