büşra

büşra
@busruysal
İnsan neden ölümsüz değildir?" diye düşünüyor. Beyin merkezlerinin ve kıvrımlarının ne faydası var? Eğer bunların hepsi toprağa girmeye ve nihayetinde yer kabuğuyla birlikte soğumaya ve sonra da milyonlarca yıl boyunca anlamsız ve amaçsız bir hâlde dünya ile birlikte güneşin etrafında dönmeye mahkûm ise bakmanın, konuşmanın, hissetmenin ve aklın ne önemi var ki? Soğutmak ve sonra dönmek için insanı yüce, neredeyse ilahi bir zekâ ile yokluktan kurtarmaya ve sonra da sanki alay eder gibi onu toprak haline getirmeye hiç de gerek yoktur.
Reklam
Sarışınlara benzer hayatları. Güzel ama aptal hayatları...
Sayfa 13
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır.
Sayfa 148Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
'...bunlar neden içiyorlar ? Toplum içinde yaşamanın baskısını, yükünü hafifletmek için. Çekinmeden bağırmak, yüksek sesle gülmek için.Dışarıda bağırmak, kahkaha atmak yasaktır.'
Sayfa 148 - YKYKitabı okudu
Etkilenmiyor aşkın çocukça oklarından Yılmıyor sevgi sözleriyle kuşatılmaktan saldırgan gözlerin bakışlarından yok hiç çekinmesi Ermişleri baştan çıkaran bir kucak altında yumuyor gözlerini
Reklam
+ Amma da uzun geliyor bu kederli saatler. - Nedir Romeo'nun saatlerini uzatan keder ? + Saatleri kısaltacak şeyin bende olmaması. - Aşık mısın yoksa ? + Dışarısında kaldım... - Aşkın mı ? + Sevgisinden oldum sevgilimin. - Ah, uzaktan nazik görünen aşk, nasıl da acımasız ve kaba...
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Guguk
Yürüdü. Vitrinlere baktı, baktıklarını görmeden...
Sayfa 121 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Özgürce aldığız kararlar sonucunda da mutsuz olabilirsiniz: Ama en azından mutsuzluğunuzun koşullarını siz belirlersiniz,başkası değil.
İnsanları kitaplar gibi düşünün ve kapaklarına bakıp aldanmayın. Okumaya başlayınca içi boş mu dolu mu anlarsınız.
Reklam
İnsan bir şey bekliyordu, sabahtan akşama kadar bekliyordu ve hiçbir şey olmuyordu. İnsan tekrar tekrar bekliyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyordu, düşünüyor, düşünüyordu, şakakları ağrımaya başlayana kadar düşünüyordu. Hiçbir şey olmuyordu. İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız. Yalnız.
Satranç
Yapacak hiçbir şey yoktu, duyacak hiçbir şey yoktu, görecek hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli olarak insanın çevresinde hiçlik, zamandan ve mekandan mutlak anlamda yoksun bir boşluk vardı. 
"Bir kez kendini bulmuş olan kişinin yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün inanları anlar."
Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle; Yaşanır mı günah işlemeden, söyle; Bana kötü deyip kötülük edeceksen, Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden söyle. Ömer Hayyam
Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça bende ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, onda ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine...
"Baba" dedim içimden, "çok şıksın ama yanlış istasyonda takılıyorsun." (Sanırım bu cümleye bayılıyorum.)
Reklam
-bu, korkunç saniyelerin sonsuzluğu boyunca süren bir savaştı-
Rüzgar biraz yön değiştirse, haykırışları fısıltıyla dönüşüyordu.
Bir düşün gerçekleşmesini bir tek şey olanaksız kılar: başarısızlığa uğrama korkusu.
Sayfa 163Kitabı okudu
Evren'nin Ruhu , bir düşü gerçekleştirmeden önce yol boyunca öğrenilen herşeye değer biçer. Bize karşı kötü duygular beslediği için böyle davranmaz. Düşündüğümüzü gerçekleştirmemizin yanı sıra, ona doğru ilerlerken aldığımız dersleri iyice öğrenmemizi ister. Ama insanların çoğunluğu, işte bu anda vazgeçer. Çölün dilinde biz bu durumu şöyle dersleri iyice öğrenmemizi İster ölün dilinde biz bu durumu şöyle tanımlarız: Vaha'nın palmiyeleri ufukta görünmüşken susuzluktan ölmek. Araştırma her zaman acemi talihiyle başlar ve her zaman Fatih'in sınavı ile sona erer.
Sayfa 155Kitabı okudu
...Meğer annesi Osman Amca'yı kullanarak duvar pası yapmış hemen aldı yine topu, teknik vurdu... Mete 0 Ailesi 1 Mete'nin ailesi sadece puan ya da puanlar almak için çıkmamıştı belli ki maça, Brezilya gibi seyirciye oynuyorlardı, yine cepheden gördüler kaleyi... Kaleci hamle bile yapamamıştı top direkten dönmüş olacak ki annesi dönen topa kafasıyla uzandı. "Konuşsana çocuğum arkadaşlarını mı sevmiyorsun? Okul mu kötü ? Derdin ne? Bu sene derslerinde kötü geldi." Mete evden çıktığı konusunda düzgün bir yalan bulup beraberliği sağlama peşindeyken konu bir anda kötü giden okula gelmişti top çizgiyi geçmiş hakem ikinci kez santrayı göstermişti. Mete 0 Ailesi 2 O kadar organizeyediler ki Mete hayran hayran maçı izliyordu. Metin Ali Feyyaz gibi geliyordu Metin'in ebeveynleri kanattan, cepheden, karambolden her türlü.
Sayfa 29 - undefinedKitabı okudu