Kör Baykuş şimdiye kadar okuduğum romanlar arasında en olağandışı olanlardan biridir. Anlamak, dolayısıyla da anlatmak çok zordur bu romanı. Her okumadan sonra, bu anlayamamaktan kaynaklanan anlatamamazlık öylesine çarpıcıdır ki, “sen anlamazsan, senin dediğin de anlaşılmaz,” diye bir not düşme gereği duyarsınız. Ama, kesinlikle oldukça doyurucu
Erbab-ı mütalaanın muhayyilesini fütuhat dairesiyle tevsi eden bir roman…
“Tûti-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil”
Nef'î
Kendi içinde bir serüven yaşayıp fildişi kulelerde romanını tamamlamak yerine tebdil-i kıyafetle hayatın içine karışıp gözlemler yapan ve bunu romanlarına yansıtan bir yazar olan Kaan Murat Yanık'ın,
Ruhumu teşhir ederken çığlıklarım
Zamana suskun değildim hakîkatte
Felâketim oydu ki, mağrur ilhamım
Hazin bir şarkı, sakladığım ızdırâbım.
Ben sana mahkûmum ezelden ey deniz
Andan hükmünün tecellisine mecburum
Bir damlana muhtacım, bu fukara pek cılız
Islak avuçlardan battı düşlerim, yine de uslanmadım.
Dilerdim sonsuz ufka kanatlanıp ve engin mavilere
Fâni ve haddinden fazla yitiktir bu koru
Ölümün kıyısında yaşamak için aşkın odunda tutuştum
Hakîkati aradım virânede ben yıllar boyu.
Sen güle râmsın, ben deryâya râm oldum
Mesken tuttum kıyıları, ateşe verip kuruttum
Hayâle sığmaz yaşamak, yalan bir uğraştır uymaz gerçeğe
Devindim okyanuslar çıkmazında, kapıldım suyuna umudun...
Butimarım yarım yamalaktır kanadım, yüzemem, uçarım
Hayrete düştüm, harâbe gönlüm, sessiz bir uçurum
Budur hilkati ruhumun, kıyamında susar, vecdindedir kuyum
Ben keşmekeş bir sancı, fermân dinlemez bir isyanım
Butimar, https://1000kitap.com/yazar/i132851