Yeraltında bir bizans sarnıcı gibi loş
Kuyularda körlerin durağan bakışlarını
Tedirgin bir çocuğun önsezileriyle
Bozmadan geçerken hiç düşünmemiştim
Yukarda bembeyaz bir güvercinin
Mavi bir balkonun bulutlarından
Benim toprağımı aradığını,,
Dünyanın ölümünü gördüm, suyun toprağın
En yakın dostlarımın birer birer
Vakitsiz açan çiçeklerin, vakitli doğan çocukların
Ölümünü gördüm, ama kimse
İnandıramaz beni öldüğüne sevgilerin!
Sesim boğuk çıkıyorsa da
Aldırma
Nice dağlar kırdı onu
Nice denizler
Savurdu
Sesim boğuk çıkıyorsa da
Aldırma
Artık bir şeyler yapmanın
Zamanı geldi
Bazı şeyleri kırıp dökmenin
Bir kentin sokaklarını
Yeniden keşfetmenin
Özlemleri, çocukluk günlerini
Bir yağmur altında bırakmanın
Zamanı geldi
Sesim boğuk çıkıyorsa da
Aldırma
Nice anılar yordu onu
Nice özlemler böldü
Sesim boğuk çıkıyorsa da
Aldırma
duyuyorsun ya...
Oturuyorum günlerdir bir gökçekiminde
Sokaklara çıksam uçarı ruhum radarlara
yakalanacak
Öbürü gidip okul-aile birliklerine yazılacak
Yüzümün sağ yanını katlayıp sol yanına vursam
Sanki aynalar mı gücenecek
Katladım gidiyorum işte.
Elma da desen armut da desen ben çıkmam
Ben çıkmam saklanırım böyle.
... Çünkü o, kişisel ayaklanmasında kaybolmuş bir devrimci ye benziyordu. Üzerinde "Ben iyi bir insanım! " yazan bir pankart taşıyor , ancak sloganını kimse okumuyordu.