Düşünün gün içinde "BENİM" kelimesini ne kadar sıklıkla kullanıyorsunuz? Benim saçım, benim kalemim, benim bardağın, benim kitabım vs vs... Düşününce ne kadar sık kullandığımız bir kelime değil mi? Sahiplenmeye ne kadar da önem veriyoruz. Son zamanlarda sahiplenen kadın tutuşu, sahiplenen erkek bakışı gibi cümleleri ne kadar sık duyuyoruz. Sahip olmaya o kadar odaklıyız ki olmak fiilini gerçekleştirmekten aciz kalmışız.
Sahip olduğumuz şeyler bizi var eder mi? Mesela çok zenginiz diyelim, çevremizde bir sürü insan var, çok önemliyiz , toplumda resmen varız. Herkes bize saygı gösteriyor. Olmak fiilini gerçekleştirdiğimizi düşünürüz ben varım ve herkes varlığımın farkında deriz. Peki ya birden bütün sahip olduklarımızı kaybedersek? Toplumun bizi unutması kaç gün sürer?
Maalesef kapitalist sistemin bir getirisi olarak sahip olmak için çaba göstermekten olmak fiilini gerçekleştirmeye vaktimiz kalmıyor. Kim istemez ki çalışmak yerine kendini gerçekleştirmek için çabalamayı. Kendini geliştirmek için daha çok okumayı, izlemeyi, hayatı gerçekten yaşamayı. Ama maalesef ki biz vaktimizin çoğunu bir şeylere sahip olmak için harcıyoruz. Çünkü yaşayabilmek için sahip olmak zorundayız.
Şimdi düşünüyorum da avcı toplayıcı atalarımız kesin bizden daha mutlu bir hayat sürüyorlardı. Çünkü sahip olmak telaşı yoktu onlarda. Umarım bir gün biz de sahip olmak fiilinden arınıp sadece olmak fiili ile yaşayabiliriz.