'Paketlenmiş bir ütopya' olarak turizm, modern insan için en etkili ve en yaygın kaçış biçimidir. O da bütün ütopyalar gibi, insanların tahayyüllerinde 'şenlikli' bir dünya resmederek yaşanmakta olan 'gerçek hayat'ın sıkıcılığını hissettirir; ancak, diğerlerinden farklı olarak, bu 'gerçek'i değiştirmek yerine ona katlanmayı önerir, en azından bit dahaki sefere kadar... Bu onun diğer ütopyalara göre en zayıf yanıdır; ancak, bir kez gerçekleşmiş ve yakın bir gelecekte yine gerçekleştirilebilir olmak gibi, muazzam bir üstünlüğü de yok değildir.
Sayfa 163Kitabı okudu
Değişmez Ahlak Kuralları Var mıdır?
Bütün bu koşullar ve bugünkü dünya düzeni içinde ahlâkın dayandığı esaslar nelerdir? İnsanların birbirile olan ilişkileri ve çıkarları bakımından bugünkü ahlâkın yönelişleri fazla esnektir. Vaktile romancı Balzac'ın da sezdiği gibi bugünün ahlâkın da prensip ve kanun yoktur. Sâdece olaylara ve koşullara uygun hareketler ve davranışlar vardır. Bu itibarla, bir hareket, bir düşünce ve davranış tarzı, çeşitli olaylar karşısında daima ayni ahlâkî değeri koruyamazlar. Zira bugün artık hayatsal gerekcelerin (icablar) ve olayların zorunlu kıldığı koşulları dikkate almayan dinî ve doğmatik emirler, vicdan paraavanasının arkasında kalmışlardır. İnsan, şu yada bu ahlâkî inanç ve karekterle doğmaz; insanın ahlâkını hayat koşulları ve hergün beliren yeni fırsat ve zorunluluklar yaratır. Tabiatin, aklın ve organik yapının tözünde (cevher) değişmez bir ahlâklılık aramak beyhude bir yorgunluktur. Bunlar, ancak teorik olarak düşünülebilir; bunlar, ancak büyük ülkücülerin dilekleridir; fakat artık insanlar, ütopyalara değil, gerçekliklere göre yaşamayı tercih etmektedirler.
Sayfa 279
Reklam
Yunan Mucizesi (!)
Eflatun, Mısır bilgelerine gerçek bilginin sahipleri olarak bakar. Kendisinden sonra ki bütün ütopyalara ilham kaynağı olan Eflatun'un Atlantis efsanesi, Mısır kökenlidir. Dahası Eflatun'un Mısır'a bizzat gittiği de rivayet edilir. Kısacası Mısır, Yunan'ın ilham kaynağıdır.
Ahlaksızlık ve Edepsizlik
Eski kuşakların alıştıklarına benzemediği için ahlâksızlık sayılan hâller nelerdir?. Bunlar, din, kanun ve kültür baskıları yüzünden gizlice yapıldıkları için açıkca görülemeyen içgüdülere bağlı aksiyonlardır ki, demokratik rejimler sayesinde gizlenmelerine de lüzum kalmamıştır. Denebilir ki, bunların büyük bir kısmı, genel olarak terbiyesiz
Sayfa 36-37
Joachim de Flore'un Allah'ın Hükümranlığı'nın yeryüzünde olduğu şeklindeki düşüncesi, Avrupa'daki devrimci hareketlerin ilk mayasını oluşturmuştur. Da­ hası bu görüş, sonraki bütün ütopyalara modellik ede­cektir. Derken bu fikir ezilen toplum tabakalarının öz­lemleriyle örtüşünce, militan bir devrim hareketine dönüşür. Nitekim Hüssitlerle, özellikle de Alman köy­ lülerini sınıfsız, devletsiz ve Kilisesiz bir toplum için mücadeleye çağıran ilk "devrim ilahiyatçısı" Munzer (1490-1525) ile 15. yüzyıl başlarında bu militan hareket kendini gösterir. Zaten Engels, Munzer'in bu tezinde "Avrupa'nın 19. yüzyıl ortasından önce tanımış olduğu en ileri komünist programı görecektir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Pasif duygu passion'dur, acı çekme demektir yani, üstelik de devlet sistemleri falan da bendelerinden bu pasif duyguları talep eden, bunları işlemeyi, üretmeyi, bunlara yönelmeyi tercih eden oluşumlardır. Spinoza'nın bütün siyaset felsefesi de bunun üzerinde kuruluyor. Pasif duygu nedir? Mesela korku. Spinoza biliyor ki salt korkuyla herhangi bir devlet ayakta tutulamaz. Neye başvurması gerekir devletin? Mesela güven duygusuna. Tebaasına güven vermesi gerekir. Ya da diyelim ki korkunun tersi olan ütopyalara, umut duygusuna hitap etmesi gerekir.
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.