"Hayatım süresince boyum kadar kitap yazdım ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup -onun zaten boyu kısaydı- diyebilirler."
Etkinlik gibi etkinlik değil mi ama! Herkes Aziz Nesin okuyor, biraz daha iyi tanıyacaklar O'nu ve ideolojisini. Çoğumuz O'na Aziz Nesin deriz, iyi bilenler ise Bahri Filefil, Berdi Birdirbir, Fettane Şatifil,
Şimdiye kadar Kuran'ı bu tarz bir tanıtımla görmemiş olabilirsiniz! Onun için aşağıdaki metni dikkatlice okuyunuz;
Adı: Kuran
Lakabı: Mecid
Lisanı: Arapça
Nüzul zamanı: 27 Receb, Fil senesinin kırkıncı yılı
Nüzul mekanı: Mekke, Medine, Hira mağarası
Nazil eden: Allah'u Teala
Vahiy meleği: Hz. Cebrail
Vahyi alan: Hz. Muhammed sallallahu
-Söyle, şeytan var mı yok mu?
-Ah tabi ki yok. Bunlar boş inançlar.
-Öyle mi? Emin misin bundan?
-Kesinlikle, akşam yemeğini nerede yiyeceğimden ne kadar eminsem bundan da o kadar eminim.
Şeytan bir kahkaha attı (tabi sinirinden). En sevmediği şey varlığının kabul edilmemesiydi ve ilk hamlesini yaptı; kafa kesmedi, racon kesti.
Komünizmde
Güçlü kadın karakterlerden oluşan bir kitap mı okumak istiyorsunuz? İşte bu kitap tam size göre derim. Ben bu kitabı elime aldığımda iş yoğunluğumdan fazla kitaplara zaman ayıramadığımdan yaklaşık 10 günde okurum demiştim ki bu en iyi ihtimaldi bana göre. Ama kitabı bitirdiğimde 5 gün geçmişti sadece. Gerek konusu gerek anlatımı sizi öyle bir
Mihail Bulgakov, Sovyet Rusya döneminde yaşamıştır. Oyun ve roman yazarıdır. Hekim, senarist, oyuncu ve yönetmenlik tecrübeleri de vardır. İyi bir terapist olan Mihail, bu mesleğini donanmada da devam ettirmiş ve emeklerinden dolayı da ona onur ödülleri verilmiştir.
Dönemin lideri olan Stalin, Mihail in yazmış olduğu bir oyunu sahnede 30 kere
kumsaldaki kum tanesi gibi yalnızlığımız
aynı güneşin altında
aynı deryanın seyrinde
esmer gecelerimizde esen meltem
senden bana
benden ona
ve aynı
ayakların altında ezilmişliğimiz
Hepimiz her şeyde aşağı yukarıyız.
Düş gücü fazlalığı ya da eksikliği ikisinden birine sahip olmanın verdiği kıvanç, yok kıvanç olmadı. İç rahatlığı? Haah bu biraz daha anlam bütünlüğüne yakıştı. Anlam bütünlüğü daima önemlidir. İnsanların dinlememek, dinlese de anlamamak gibi naçiz yetenekleri büyüdü, gelişti son zamanlarda ancak anlam
Sohrab Sepehri okuyup hayatı değişen bir insan gördüm. Konuşurken bir zambağa "siz" diyordu. Bir bulut kadar canı sıkılıyordu adamın. Bir bulut kadar yalnızdı. Kırkında anladı yaşamadan yaşlandığını.
52 yaşında ölmüş Soprah Sepehri'ydi sanki. Elli iki yaş, yaşamak için çok geç, ölmek için erken bir yaş. Her ölüm erken ölümse, her