Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İLİM TAHSİLİ İÇİN LÂZIM GELEN VAZİFELER
İlim öğrenmek isteyenlere birtakım mühim vazifeler düşer ki bunların bazıları şöyledir: Birinci vazife: Ahlâkını güzelleştirmeye ve nefsini terbiye etmeye itina göstermektir. Büyük âlimlerden Fahreddin er-Râzî Hazretleri demiştir ki: “Ruhun saadeti ancak iki şeyle mümkündür: Biri, düşünce ve fikrin ilim ile kemâle ermesi, diğeri ilmin güzel
Gaziantep’e bir Fransız gelir. Tekstilcilere akıl verir: “Makineleriniz yetersiz… Yenileyin, dünya pazarı sizin olsun” En iyi makinelerin Fransa’da olduğunu söyler… Kendi mallarını pazarlar. *** Dinleyenler arasında bir usta vardır. Kendine özgü lehçesiyle… “Bu adam ne diy?” der. Kafaya takar, makinenin resmine bakar. Demiri eritir, çeliği büker,
Reklam
CENNETİ KAZANABİLENE NE MUTLU .
🌳🌳🌳🌳🌳🌳🌳🌳🌳 Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a:  "Cennette at var mı ?"  Diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala Hazretleri Seni cennete koyduğu Takdirde, Kızıl yakuttan Bir At üzerinde Orada Dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere uçuracaktır." buyurdular. Bunun üzerine diğer biri
alevlerin burcundadır ahımız öyle her sevdalının gücü yetmez yanmaya her yüreğin harcı değildir bu yük selamlamalı bir şairi büyük seviyorsa büyük yürüyorsa bir adam dağlara doğru selamlamalı ellerindeki menekşeleri
Bazı geceler lambayı açık bırakıyorum. Güneşin kendisi kadar olmasa da aydınlatıyor ruhumu bu yapay ışık. Nedendir bilmem; kendimi daha güvende hissediyorum. Utanıyorum sonra. Koca adam, diyorum. Karanlıktan korkuyor! Şimdiye kadar en büyük suçların aydınlıkta işlendiğini bildiği halde…
Turgay Çumak
Turgay Çumak
Birilerini mutlu etmek yahut onları üzmemek için geçirdiğimiz günler olmuştur. Kimilerinin ömrü böyle geçmiştir. Ne üzücü.
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
: "Ne yaşadıysanız yüzünüze yansır. İnsanın yüzü bir kitap gibi okunabilir. İfadeniz bomboşsa da hiçbir şey yaşamadığınız fark edilir. Bundan kurtulmak mümkündür; yaşayın, monotonluktan uzaklaşın, gezin, görün,
Reklam
İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı.
Bazen olur ya, bir yerlerde bir acı hissederiz. Sebepsiz. Tuhaf bir huzursuzluk. Anlat deseler anlatılmaz, öyleyse evham ettiğimiz söylenir, her şey yolundadır güya. Ölümcül Kimlikler'de şöyle diyor Maalouf: "Yaraların hissedilmesi için, tanımlanmaya ihtiyacı yoktur." Bazı yaralar böyle sevgili okur. Tanımlamaya, anlam yüklemeye
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.