Aslı Arslan kalemi okuduysanız insanı nasıl yorduğunu bilirsiniz.
Niye yormak diyorum karakterlerini yazarken insanı boğarak yazıyor. Her bölüm dram. En büyük dramlar, tacizler, tecavüzler, annem babam beni hiç sevmedikiler, annem babam bana bunu, şunu yaptılar, en kötü olaylar hep onun karakterlerini bulur. Uzun uzun iç monologlar.
Diğer rahatsız edici şey erkek karakterlerini ilah gibi yazması. Abartması. Adamın kolu kesiliyor sırf benim erkek karakterim ne kadar güçlü havası vermek için adamı gıkını çıkarttırmadan yazıyor. Sanırsın adam her gün bir kolunu kestirdiğinden alışkın.
Bir olay oluyor çözerse benim erkek karakterim çözer. Eftalya başlıyor Tugay şöyle böyle o hiçbir şeyden korkmaz her şeyi halleder. Dolayısıyla karakterler gerçekçi değiller. Sürekli bir yaptıklarını övme havası kitabın içine girsem de şu kızın ağzına bir tane çarpsam isteği oluşturuyor.
Replikler gerçekçi hissettirmiyor. Doğal değil.
Ayrıca Eftelya başkasıyla nişanlıyken sürekli Tugay'la flört ediyor. Tabii yazar bu durum göze çarpmasın diye Eftalya'nın nişanlısını gösterebildiği kadar kötü gösteriyor.
Yani erkek karakter Tugay'ı ne kadar ilah gösteriyorsa, kızın nişanlısını da o kadar kötü gösteriyor ki Okurların hiçbirisi ama Eftelya nişanlı ve aldatıyor olduğunu idrak edemiyor.