Mantıkî sonucu, salon edebiyatıdır bunun, ya da gerçeğin yıkılışı demek olan güzel lâkırdılar ve soyut fikirlerdir. Birkaç eser, bir avuç adamın, hoşuna gider, öte yandan kaba saba bir sürü buluş, geri kalanları yıkar. Sonuçta, sanat toplumun dışında kurulmuş olur ve yaşayan köklerinden kesilir. Yavaş yavaş, sanatçı, isterse en çok alkışlananı olsun yalnız kalır, ya da, milleti tarafından, kendisi hakkında basit ve uysal bir fikir veren radyo ve basının aracılığı ile tanınmış olur. Sanat ihtisas işi oldukça, basitleştirme de o kadar gereklidir. Milyonlarca insan, devrimizin bir sanatçısını, onun gazetelerde kanarya yetiştirdiğinden, ya da yalnız altı ay için evlendiğinden söz açıldığı için, tanıdıkları duygusuna kapılacaktır. Günümüzde en büyük ün, okunmadan sevilmek, ya da nefret edilmektir. Toplumumuzda tanınmak isteyen bir sanatçı bilmelidir ki, tanınacak olan kendisi değildir; kendi adını taşıyan bir başkasıdır; o başkası kendi iradesinden kurtulacak ve belki de günün birinde, içindeki gerçek sanatçıyı öldürecektir.