Milletin canlılığı mâneviyata bağlıdır. İş kemmiyette değil, keyfiyettedir.
Mareşal Fevzi Çakmak
"Burada Büyük Doğu diye bir şey var; Büyük Doğu külliyatı var, dünya çapında iddiası olan bir şey var ve Bu memleketten çıkmış tek orjinal fikirdir bu."
Reklam
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
Önemli
Salih Mirzabeyoğlu'nun 1986 yılında yayınlanan romanı...Hemen söyleyeyim, Tilki Günlüğü'ne benzemiyor, onun gibi "ilmî yönü baskın", "zor anlaşılır" veya "karışık" nitelemelerine mevzu değil... Son derece basit, günlük insan ilişkileri ve karakterleri üzerinde, heyecanla okunacak bir hikâye havası
Gölgeler
GölgelerSalih Mirzabeyoğlu · İbda Yayınları · 200171 okunma
Köyde insan yıldızlarla süslü gök, çiçeklerle dolu kırlar, akarsu, bitki ve hayvanları müşahede etmeye fırsat bulur. Her gün tabiat ve onun tezahürleri ile doğrudan doğruya temastadır. Zengin folklor, düğün adetleri, türkü ve oyunlarda, köylü, sadece seyirci olmayıp, umumiyetle aynı zamanda iştirakçı da oluyor. Bunlar sayesinde o, bir ölçüde kültürel ve estetik yaşantıya kavuşuyor. Şehir insanı ise, bundan hemen hemen tamamen yoksundur. Büyük şehrin normal sakini güzel ve orijinal olan her şeyin kaybına maruz kalmaktadır. Ekseriyetle o aynı biçimdeki kışlalara benzeyen evlerde büyür, seri imalatın çirkin mamülleri ile çevrilidir ve içinde kitle iletişim vasıtalarınca aktarılan pasif bilgilerle doldurulur.
Sayfa 100 - Yarın YayınlarıKitabı okudu
Kaba tahta masa küçüktü, üzerinde çakı izleri vardı. "işte mutluluk!" demiştim kendi kendime. "Başka bir yerde olmak ne büyük mutluluk! Ne büyük mutluluk aile sofrasında olmamak!" Ağız kalabalığı ya da bilgileri ile parlamaya çalışan davetliler yok! Baba gölgesi yok. Bakışlarıma, tabağıma, düşüncelerime dikilmiş bakışları yok! Mutsuz bir çocukluğum olmadı, yo hayır! Şımartıldım, yoksulluk nedir bilmedim Ama bir bakışın ağırlığını sürekli üzerimde hissetmek. Muazzam bir sevgi, umut dolu bir bakış, ama aynı zamanda beklenti dolu bir bakış. Ağır. Yıpratıcı.
İbn Haldun'a göre bir toplum; asabiyet gücünü yani bir toplumu medeni ve haderi kılan büyük insanî ve toplumsal enerjisini tükettikçe, yerini bu enerjinin farkına varan toplumlara bırakmak zorundadır. Avrupa sömürgecilik, kapitalizm ve toplumsal iç dinamiklerle kurduğu büyük medeniyetinin sonuna yaklaşmış; şimdi Avrupa'ya refah toplumunun getirdiği koyu bir muhafazakârlık çökmüştür. Avrupa topluluğu sanıldığının aksine, yeni bir diriliş ve dinamizm değil; bir muhafazakârlık tezâhürüdür.
Sayfa 77
Reklam
"Nice saçı başı dağınık, toz toprak içerisinde kapılardan kovulan kullar var ki, ellerini kaldırsalar Allah hiçbirinin duasını yeri çevirmez"
Sayfa 135Kitabı okudu
"Düşünemediğimizi düşünmedikçe, düşünebilmekten uzak yaşayacağız. "
Peki ya gelmeyince ne oldu, onu mu merak ediyorsunuz? Gelmemenin bir vakti yoktur. İnsan coşkuyla beklerken ne kadar zaman geçerse, o büyük günün yaklaştığına o kadar inanır. Bir yıl mı geçmiş? Ne yapalım, dersiniz, hazırlanması en az bir yıl sürerdi zaten... İki yıl mı geçmiş? Gelmesinin eli kulağındadır..
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.